Başta sağlık sorunumuz olmak üzere değişik nedenlerle, doğa
yürüyüşlerim geçen sene büyük aksama gösterdi. Son olarak Kasım 2015’de
yaptığım yürüyüşten sonra tekrar yürümek kısmet olmadı. Sonunda 14 aylık bir
aradan sonra geçtiğimiz hafta sonu doğa ile tekrar buluşmayı başardım. Grup
arkadaşlarıyla haberleştikten sonra, Pazar sabahı 7,45 dolaylarında 11
yürüyüşçü olarak Kızılcahamam’a hareket ettik.
İlçe girişinde verdiğimiz kısa moladan sonra Soğuksu Milli Parkı’nda otel bölgesini geçip, güvenlik kulübesinin yanında saat 10’a doğru yürüyüşümüzü başlattık. Gün içinde özellikle öğleden sonra yoğun kar yağışı olacağı, havanın -8 C dolaylarında kalacağı bilgisi vardı. Yürüyüşe başladığımızda toz halinde yağan kar bir süre sonra ince olmakla birlikte etkili bir tipi şeklinde devam etti. Orman yolundan, içerilere doğru sapmamıza rağmen birikmiş kar, sürekli yol açmayı gerektirdiğinden bir süre sonra, orman yolundan girmenin daha iyi olacağına bizi inandırdığından tekrar yola döndük. Başlangıçta hedefimiz, küçük gölete kadar inmek ve burada öğle yemeği molası verdikten sonra dönmek şeklinde idi.
Tipinin sürmesi nedeniyle Seyir tepesine ulaştığımızda kar belimize yaklaşmaya başlamıştı. Seyir tepesinde bir süre vakit geçirdikten sonra otellerin arkasına inen yola girdik. Ancak bu yolun oldukça uzun olması, öğleden sonra tipinin şiddetini artıracağını düşünerek, sürekli yol açmanın da hızımızı azaltacağını varsaydığımızda inişimizin karanlığa kalacağını düşünerek gölete inişimizi iptal edip, seyir tepesine yakın bir yere dönüp 12.30 dolaylarında yemek molası verdik. Tepeye doğru sis gelmeye başlayınca saat 13’e doğru dönüşümüze başladık. Sessiz doğada birkaç tavşan ayak izi ve uçun bir akbaba dışında ne bir ses, ne nefes.
Doğanın sessizliği mükemmel bir terapi. Yürürken sadece karın gıcırtısı var. Beyninizin boşaldığını, huzurun dolduğunu adeta hissediyorsunuz.
İniş yolumuz, geldiğimizde açtığımız yol olduğundan daha kolay ilerleme imkanımız oldu. Ancak yolu yarıladığımızda tipi durdu ve kısa bir süre güneş açtı. Havanın bu değişikliği ilginçti ama geri dönmek bize çok zaman kaybettireceğinden inişimize devem ederek saat 15 dolaylarında başladığımız noktaya döndük. Aracımızı, aşağıya oteller bölgesine gönderdiğimizden, bazen yoldan ve bazen de orman içinde kestirme inişler yaparak 15.30 dolaylarında aracımızın yanına geldik. Yürüyüş başlangıcında yaklaşık 1.150 metreden 1.550 metreye kadar çıkarak süren yürüyüşümüz toplam 3 saat 50 dakika yürüyüş üzerinden 12 kilometre oldu.
İlçe girişinde verdiğimiz kısa moladan sonra Soğuksu Milli Parkı’nda otel bölgesini geçip, güvenlik kulübesinin yanında saat 10’a doğru yürüyüşümüzü başlattık. Gün içinde özellikle öğleden sonra yoğun kar yağışı olacağı, havanın -8 C dolaylarında kalacağı bilgisi vardı. Yürüyüşe başladığımızda toz halinde yağan kar bir süre sonra ince olmakla birlikte etkili bir tipi şeklinde devam etti. Orman yolundan, içerilere doğru sapmamıza rağmen birikmiş kar, sürekli yol açmayı gerektirdiğinden bir süre sonra, orman yolundan girmenin daha iyi olacağına bizi inandırdığından tekrar yola döndük. Başlangıçta hedefimiz, küçük gölete kadar inmek ve burada öğle yemeği molası verdikten sonra dönmek şeklinde idi.
Tipinin sürmesi nedeniyle Seyir tepesine ulaştığımızda kar belimize yaklaşmaya başlamıştı. Seyir tepesinde bir süre vakit geçirdikten sonra otellerin arkasına inen yola girdik. Ancak bu yolun oldukça uzun olması, öğleden sonra tipinin şiddetini artıracağını düşünerek, sürekli yol açmanın da hızımızı azaltacağını varsaydığımızda inişimizin karanlığa kalacağını düşünerek gölete inişimizi iptal edip, seyir tepesine yakın bir yere dönüp 12.30 dolaylarında yemek molası verdik. Tepeye doğru sis gelmeye başlayınca saat 13’e doğru dönüşümüze başladık. Sessiz doğada birkaç tavşan ayak izi ve uçun bir akbaba dışında ne bir ses, ne nefes.
Doğanın sessizliği mükemmel bir terapi. Yürürken sadece karın gıcırtısı var. Beyninizin boşaldığını, huzurun dolduğunu adeta hissediyorsunuz.
İniş yolumuz, geldiğimizde açtığımız yol olduğundan daha kolay ilerleme imkanımız oldu. Ancak yolu yarıladığımızda tipi durdu ve kısa bir süre güneş açtı. Havanın bu değişikliği ilginçti ama geri dönmek bize çok zaman kaybettireceğinden inişimize devem ederek saat 15 dolaylarında başladığımız noktaya döndük. Aracımızı, aşağıya oteller bölgesine gönderdiğimizden, bazen yoldan ve bazen de orman içinde kestirme inişler yaparak 15.30 dolaylarında aracımızın yanına geldik. Yürüyüş başlangıcında yaklaşık 1.150 metreden 1.550 metreye kadar çıkarak süren yürüyüşümüz toplam 3 saat 50 dakika yürüyüş üzerinden 12 kilometre oldu.
Şöförümüzün hazır ettiği keyif çayımızı içip biraz
dinlendikten sonra Kızılcahamam ilçe merkezine inip, kısa bir alışveriş
molasıyla tahinli-cevizli çörek, sucuk, bazlama gibi yöresel ürün alışverişi
yaptıktan sonra 16,30 civarında dönüşe geçtik. Uzun bir aradan sonra doğayla
buluşma, keyifli sohbetler eşliğinde geçen yürüyüşümüz 17.30 sıralarında Ankara’da
son buldu.
Kar fotoğrafları çok güzel. Doğa insanı dinlendiriyor. İyi keyifler.
YanıtlaSilTeşekkürler, herkesin doğayla kucaklaşması dileğiyle, sevgi ve saygılar
SilYazın doğa yürüyüşleri yapıyorum lakin kış ayında hiç deneyimleme fırsatı bulamadım. Fotoğraf karelerinizi çok sevdim. Bembeyaz görüntü ormana yeşili ile birleşince görsel bir şölen oluşturmuş. İnsanın kendini iyi hissedeceği yerlerde bulunması çok önemli. Yürüyüşlerinizi devamını diliyorum.
YanıtlaSilYaz ve kış, doğada olmak bambaşka. Bundan keyif almaya alışınca tam bir bağımlılık yapıyor.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.
Ne güzel fotoğraflar, bu görsel şölene bakınca keyifli bir gün olduğu belli oluyor. Umarım bundan sonra da yürüyüşlerinize devam edersiniz :)
YanıtlaSilGerçekten yürüyüşümüz hem göze hem ruha hitap ediyordu. Umarım sürdürürüm. Teşekkürlerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sil