Bu kez yürüyüş rotamızı Gerede’nin üzerindeki yaylalarda fazla
yürünmeyen parkurlara çevirdik. 9 yürüyüşçü olarak Ankara’dan yola çıktıktan
sonra, Kızılcahamam çıkışında Mevlana tesislerindeki kısa bir molanın ardından
Gerede’ye ulaştık. Şehrin üstünde Esentepe tesislerinin hemen yanından “yaylalar”
yoluna saparak Urumşah yaylasına ulaştık. Bu yayladan daha önce birkaç kez Koçumlar yoluyla keçi kalesine geçişlerimiz olmuştu.
Yaylanın çıkışında dörtyol ağzında araçtan inerek farklı bir rotada kuzey-kuzey batı ekseninde dolaştıktan sonra Koçumlar yaylasında bitirmeyi hedeflediğimiz yürüyüşümüze 10.30 dolaylarında başladık. Karadeniz ormanlarının en uç kısmı olan Gerede ormanları son aylardaki yağışların etkisiyle tropikal ormanları andırır hale gelmiş vaziyette. Orman ıslak. Yerdeki örtücü bitkiler bol suyla irileşmiş vaziyetteler. Orman içinde akan dereler çoşkulu ve çok yerde küçük şelaleler oluşturmuş vaziyette.
Yürüyüşümüz, yer yer orman için inişlerle saat 13.30 dolaylarına kadar sorunsuz devam etti. Dereyi takiben “odunlu köprü” istikametindeki yürüyüşümüzde 13.30’da bastıran şiddetli bir yağışa rastladık. Bir süre zayıflayacağı düşüncesiyle sürdürdüğümüz yürüyüşümüzde yağmurun kesilmemesi üzerine bildiğimiz rotadan saparak orman yoluna çıktık ve bir anlamda bilmediğimiz rotalarda bir keşif yolculuğuna başladık.
Ne yağmurlukların ne de pançoların koruyamadığı yağmurda sırılsıklam olmuş vaziyette bir su başında mola verdiğimizde saat 14.15 dolaylarında yağmur kesildi. Tam öğle yemeği için uygun bir yer ararken bir arkadaşımızın ayak bileği, isabet eden bir taş neticesi şişti ve yürümekte zorlanmaya başladı. 14.30’a kadar verdiğimiz öğle yemeği sonrası, hafif tırmanış içeren orman yolundan Koçumlar Yaylası’na doğru yürüyüşümüz devam etti. Saat 16.30 dolaylarında ayağına taş çarpan arkadaşımızın yürüyemez hale gelmesiyle bir anlamda sıkıntılarımız arttı. Yanına bir arkadaşımızı bırakarak, yaylaya ulaşma ve telefonun çekeceği bir bölgede aracımızı çağırmak için yürüyüşümüze devam ettik. Bölgede pek çok orman yolu açılmasıyla yaylaların yolları karışır hale gelmiş. Yolda bir traktörü görmemiz ve kendisinin arkadaşımızı alıp getirmesi teklifi kabul etmesi üzerine onu geriye göndererek çıkışımızı sürdürdük. Tepede bir beş yol ağzında traktörü beklerken çevredeki bir köylüden Koçumlar yaylasının 15 kilometre uzakta olduğu öğrendik.
Bu sırada traktör arkadaşımızı grubumuza getirdiğinde birkaç kilometre mesafede Karaşeyh Yaylası olduğunu oraya bırakabileceğini söyleyince onları yaylaya gönderip arkalarından yolumuza devam ettik. Saat 17.30 sıralarında Karaşeyh yaylasına ulaştık. Uygun bir yerde beklemeye geçtik. Aracımızla bağlantı kurarak yolu tarif edip dinlenmeye başladık. Ancak bir süre sonra 18.30 dolaylarında can sıkıcı bir haber geldi. Araç yeni açılmış yolun yağışlardan aşırı göllenmesi ve çamur sebebiyle yoluna devam edemiyor ve belli bir mesafede bizi beklemek durumunda kalıyor. Yaklaşık 21 kilometre yoldan sonra bizi ve üstelik ayağı şişmiş arkadaşımızı 5-6 kilometrelik bir yol bekliyor.
Tekrar beş yol ağzına geri dönerek bu kez Koçumlar yaylasına açılan yola saparak yürümeye başlıyoruz. Son gelenlerle birlikte aracımız ancak saat 20.00’de bulunduğu yerden hareket ederek Ankara’ya dönüşe başlıyoruz. Zamanın geç olması sebebiyle molaları kaldırıp hızla dönüyoruz. 22.30 sıralarında 26 kilometre yapmanın yoğunluğu, biraz farklı olaylar yaşasak da tepeden tırnağa ıslansak da doğada geçirdiğimiz güzel bir gün bizi şimdiden başka yürüyüşler için heyecanlandırıyor.
Yaylanın çıkışında dörtyol ağzında araçtan inerek farklı bir rotada kuzey-kuzey batı ekseninde dolaştıktan sonra Koçumlar yaylasında bitirmeyi hedeflediğimiz yürüyüşümüze 10.30 dolaylarında başladık. Karadeniz ormanlarının en uç kısmı olan Gerede ormanları son aylardaki yağışların etkisiyle tropikal ormanları andırır hale gelmiş vaziyette. Orman ıslak. Yerdeki örtücü bitkiler bol suyla irileşmiş vaziyetteler. Orman içinde akan dereler çoşkulu ve çok yerde küçük şelaleler oluşturmuş vaziyette.
Yürüyüşümüz, yer yer orman için inişlerle saat 13.30 dolaylarına kadar sorunsuz devam etti. Dereyi takiben “odunlu köprü” istikametindeki yürüyüşümüzde 13.30’da bastıran şiddetli bir yağışa rastladık. Bir süre zayıflayacağı düşüncesiyle sürdürdüğümüz yürüyüşümüzde yağmurun kesilmemesi üzerine bildiğimiz rotadan saparak orman yoluna çıktık ve bir anlamda bilmediğimiz rotalarda bir keşif yolculuğuna başladık.
Ne yağmurlukların ne de pançoların koruyamadığı yağmurda sırılsıklam olmuş vaziyette bir su başında mola verdiğimizde saat 14.15 dolaylarında yağmur kesildi. Tam öğle yemeği için uygun bir yer ararken bir arkadaşımızın ayak bileği, isabet eden bir taş neticesi şişti ve yürümekte zorlanmaya başladı. 14.30’a kadar verdiğimiz öğle yemeği sonrası, hafif tırmanış içeren orman yolundan Koçumlar Yaylası’na doğru yürüyüşümüz devam etti. Saat 16.30 dolaylarında ayağına taş çarpan arkadaşımızın yürüyemez hale gelmesiyle bir anlamda sıkıntılarımız arttı. Yanına bir arkadaşımızı bırakarak, yaylaya ulaşma ve telefonun çekeceği bir bölgede aracımızı çağırmak için yürüyüşümüze devam ettik. Bölgede pek çok orman yolu açılmasıyla yaylaların yolları karışır hale gelmiş. Yolda bir traktörü görmemiz ve kendisinin arkadaşımızı alıp getirmesi teklifi kabul etmesi üzerine onu geriye göndererek çıkışımızı sürdürdük. Tepede bir beş yol ağzında traktörü beklerken çevredeki bir köylüden Koçumlar yaylasının 15 kilometre uzakta olduğu öğrendik.
Bu sırada traktör arkadaşımızı grubumuza getirdiğinde birkaç kilometre mesafede Karaşeyh Yaylası olduğunu oraya bırakabileceğini söyleyince onları yaylaya gönderip arkalarından yolumuza devam ettik. Saat 17.30 sıralarında Karaşeyh yaylasına ulaştık. Uygun bir yerde beklemeye geçtik. Aracımızla bağlantı kurarak yolu tarif edip dinlenmeye başladık. Ancak bir süre sonra 18.30 dolaylarında can sıkıcı bir haber geldi. Araç yeni açılmış yolun yağışlardan aşırı göllenmesi ve çamur sebebiyle yoluna devam edemiyor ve belli bir mesafede bizi beklemek durumunda kalıyor. Yaklaşık 21 kilometre yoldan sonra bizi ve üstelik ayağı şişmiş arkadaşımızı 5-6 kilometrelik bir yol bekliyor.
Tekrar beş yol ağzına geri dönerek bu kez Koçumlar yaylasına açılan yola saparak yürümeye başlıyoruz. Son gelenlerle birlikte aracımız ancak saat 20.00’de bulunduğu yerden hareket ederek Ankara’ya dönüşe başlıyoruz. Zamanın geç olması sebebiyle molaları kaldırıp hızla dönüyoruz. 22.30 sıralarında 26 kilometre yapmanın yoğunluğu, biraz farklı olaylar yaşasak da tepeden tırnağa ıslansak da doğada geçirdiğimiz güzel bir gün bizi şimdiden başka yürüyüşler için heyecanlandırıyor.
Merhaba Mehmet Bey
YanıtlaSilBu muhteşem resimleri görünce insanın içi "pır pır" ediyor. Ne mutlu size...
Yeşilin içinde erik desem ancak anlatabilirim sanıyorum. Tek kelime ile muhteşemdi.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.
Merhabalar.
YanıtlaSilŞu ülkenin kadrini ve kıymetini bilmeyip, Nasreddin hoca misali bindiği dalı kesenlere yazıklar olsun! Ne Mutlu Türk'üm Diyene! Ne Mutlu Size! Hayırlı, sağlıklı, huzurlu ve bereketli bir Ramazan ayı dilerim.
Selam ve dualarımla.
Sizler gibi ülkemiz sevdalılarının değerli yorumlarına sonsuz teşekkürler. Saygı ve sevgilerimle.
SilMaceralı bir yürüyüş olmuş bu kez ama görüntüler şahane.
YanıtlaSilDoğada her şeye hazırlıklı olmak gerekiyor. Ne olacağı bilinmiyor. Önemli olan soğukkanlılık ve dayanıklılık. Sevgi ve en derin saygılarımla.
Sil