KİTABIN ADI
|
Amok Koşucusu (Der Amoklaufer)
|
KİTABIN YAZARI
|
Stefan Zweig
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
İlknur Özdemir
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
Can Yayınları
|
KİTABIN BASKI YILI
|
2014
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
13. Baskı
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
191 syf
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
10/10
|
Sanıyorum ülkemizde Stefan
Zweig’ın en tanınmış kitabı budur. Bir şekilde hep göz önündedir ama o denli
okunmuşmudur bilmiyorum. Zweig romancılığı ve biyografi yazarlığının ötesinde
çok iyi bir hikayecidir. Gerçek anlamda etkileyici yapıtları vardır. Başında
da bu kitapta bir araya getirilen 7 öykü gelmekte.
“amok koşucusu” bu hikayeyi
bilmeyenler için bilinmeyen bir kavramdır. Belki iyi bulmaca çözerlerin sık
sorulduğu için bildiği bir anlamı vardır. Uzak doğuda ve sıklıkla Malezya
görülen bir tür geçici deliliktir. Kökeni tam bilinmemekte, genellikle iklim
ve belki beslenmenin etkisinde insanın bir anda dehşetli bir histeriye
kapılarak genellikle kavgacı ve zarar verici bir biçimde saldırganlığa
girmesine yol açar. Vikipediye göre:
"Psikoloji biliminde amok, derin bir düşünce döneminin sonrasında gelen şiddet ve bazen cinayet ile sonuçlanan atakların görüldüğü disosiyatif bir tablodur. Durum erkekler arasında yaygın ve bir hakaret sonrasında başlama eğilimindedir. Bireyde kötülüğe uğradığına ya da uğrayacağına dair sanrılar bulunmaktadır. Psikiyatride ender görülen kültüre özgü sendromlar arasında geçen "amok" durumunun Malezya kültürüne özel olabileceği ve kültüre özgü sendromlara örnek gösterilebileceği ifade edilmektedir. Bazı kaynaklar ise günümüz toplumu ve "amok" durumunun tarihsel ilişkisini tartışarak modern endüstri toplumunda da benzer bir tablonun görülebileceğini ileri sürmektedir. Bu özel durum altında olan, ister silahla, ister bir araçla suç işleyen, toplu öldürme ya da yaralamalarda bulunan kişilere amok koşucusu adı verilmektedir.”
Zweig,başta “Amok Koşucusu”
hikayesi olmak üzere bu kitaptaki diğer 6 hikayesinde de, (“Bir Çöküşün
Öyküsü” “Madalya” “Bezginlik” “Ay Işığı sokağı” “Laporella” ve “Leman Gölü
Kıyısında Olay”) temel aldığı öge, hikaye kahramanlarının, olayların
getirdiği birikimlerle, belki de farklı düşünerek kurtulabilecekleri, girdap
içinde kendilerini bekleyen kötü sona doğru yol almalarını anlatır. Gerçi
Zweig bu öykülerde dar anlamında hikaye kahramanlarını amok koşucuları
yapmıştır ama geniş açıda aslında insanlığı, 2. Dünya Savaşına giden yolda
amok koşucusu olduğu yolunda elden geldiğince uyarmaya çalışmaktadır. Ama
nafile…
|
Stefan Zweig çok güçlü bir yazar, Amok koşucusu herkese tavsiye edebileceğim bir kitap. Kitabın öykülerindeki ortak nokta intihar zaten yazarın en büyük takıntısıymış. Belki de bu takıntı sayesinde böyle güçlü ifade edip etkileyebildi bizleri. İlk karısını intihara ikna edememiş lakin ikinci eşiyle beraber hayatlarını sonlandırmışlar.
YanıtlaSilDeğerli katkılarınız için teşekkürler. Düşünceme göre intiharı da bir tür amok koşusu olmuş.
SilSevgiler saygılar.
Zweig'ın romanları oldukça etkileyici. Özellikle tanıtımını yapmış olduğunuz kitapta yazarın hayatını da etkileyen psikolojik durum 'amok' un, günümüzün modern ama bir o kadar da kendilerini bulundukları ortamda ve genel olarak dünyaya ait olduğunu hissetmeyen o kadar çok insan varken.. bu bozuk düzen içinde artık bizler de 'amok koşucuları' ile kuşatıldığımızı kolaylıkla söyleyebiliriz.
YanıtlaSilTanıtım için teşekkür eder.. Şimdiden size ve ailenize iyi yıllar dilerim Mehmet Bey..
Esenlikler dilerim..
Zweig, okudukça beni derinden etkileyen, tek kelimeyle muhteşem bir yazar. Anlatım gücü edebiyatı bir keyif haline getiriyor. Amok koşucusu gerçekten çok önemli bir kitap yazılmasının üstüne geçen 80 senelik dönemde bize hala çevremizdeki amok koşucularının varlığını gösteriyor.
SilSaygı ve sevgi dileklerimle yeni yılınızın sağlıklı ve mutlu geçmesini dilerim.