Bilim,
özellikle Rönesans sonrası adeta basamakları koşarak çıkılan bir merdiven gibi.
Ama 21. Yüzyılı yaşarken dahi bilim henüz bazı önemli sorulara cevap veremedi.
Bu yazı dizisinde Harriet SWAİN’in “Big
Questions in Science” kitabından geniş olarak anlattığı ve cevap bulmaya
çalıştığı sorularımızı ve bilim adamlarının bunlara ilişkin yanıtlarını
özetleyerek sunacağım. Belki de bu sorular sizin de zaman zaman aklınıza geldi.
Umuyorum bu fikir fırtınası bilinemeyen bazı yanıtları açıklığa kavuşturur.
“Zaman, tohumların birleşmesinden, yumurtanın açılmasından başlayıp
ölüme kadar devam eden, bizdeki değişmelerden başka bir şey değildir.”
Alexis Carrel
|
Zaman
Nedir?
Nedir
zaman? “Eğer hiç kimse sormazsa,” diye yazıyordu Aziz Agustine dördüncü
yüzyılda, “o zaman biliyorum; ama eğer bana soru soran birine açıklayacaksam,
açıkçası bilmiyorum.”
Zaman
neden bir nehir gibi akıyor ve bu nehrin suyu nereden geliyor? Amerikalı
fizikçi John Wheeler bir defasında “zaman her şeyi aynı anda olmaktan alıkoyan
şeydir” demişti; tuhaf bir şekilde çekici, fakat en az ilk soru kadar
karmaşık bir tez.
Alman
felsefeci Immanuel Kant, “Saf Aklın Eleştirisi” eserinde, bir insanın mekanın
dışında veya zamanın yokluğunda hiçbir şey hayal edemeyeceğini söylemişti.
“Bunlar, duyarlılığın öznel koşullarıdır,” diye yazıyordu. Kant’a göre nasıl
bir prizma ışığı belirli bir düzen içinde sıralayarak çeşitli renklere
ayırıyorsa, zihin de gerçekliği zaman ekseni etrafında bölüyor. Peki zaman
gerçekten bir yanılsama veya algılamanın bir sonucu mu? Herhangi bir canlı
olmadan ve dolayısıyla herhangi bir algı olmadan önce de yok muydu? Bugün,
modern fizik zamanın karakterini evrenin ilk baştaki haline kadar takip
ediyor ve fiziğin temel yasaları içindeki yerini sorguluyor.
Düzensizlik
düzene karşı büyük bir sayı üstünlüğüne sahiptir ve bir sonuç olarak
evrenimizdeki şeyler bir tür düşük ölçekli kaos durumuna sürüklenmek gibi
doğal bir eğilime sahiptir. Bu termodinamiğin ikinci yasasıdır: herhangi bir
örgütleyici dış gücün yokluğunda şeyler, daha büyük bir düzensizlik veya
entropi yönünde hareket ederler.
Düzenin
düzensizliğe doğru evrimleşme eğilimi, zamanın neden bir yönü olduğunu
açıklar. Fakat açıklama, ancak evrenin nasıl olup da ilk başta düzenli hale
geldiğini açıklamayı başarırsak işe yarayacaktır.
(Mark Buchanan)
|
Zamanın bir geleceği var mı?
Evrenbilimcilerin bugün çözmek istedikleri problem evrende ne kadar madde
olduğunu bulmak ve genişlemesinin, gözlemlerin gösterdiği gibi son zamanlarda
başlayıp başlamadığını belirlemektir. Bu gözlemler artan bir kesinlikle
saflaştırıldıklarında, gelecekteki torunlarımızın ne kadar zamanı kaldığını
gösterecektir. Evrenimiz tekrar küçülmeye yetecek bir yavaşlıkta
genişlemiyor. Görünüşe göre, sonsuza kadar genişlemeye devam edecek. Evrenin
sonsuza kadar genişlemesi, onun sürekliliğinin daha sınırlı bir ömrü olduğu
anlamına gelir. Gezegenler ve yıldızlar yörüngelerinden çıkacak ve ölecek;
madde bozunacak; kara delikler yaklaşan kıyametle beslenecek; karanlık,
yalnız sadece radyasyon ile basit temel parçacıkların olduğu bir evren
yaratarak yok olacaktır.
(John Barrow)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder