Bilim,
özellikle Rönesans sonrası adeta basamakları koşarak çıkılan bir merdiven gibi.
Ama 21. Yüzyılı yaşarken dahi bilim henüz bazı önemli sorulara cevap veremedi.
Bu yazı dizisinde Harriet SWAİN’in “Big
Questions in Science” kitabından geniş olarak anlattığı ve cevap bulmaya
çalıştığı sorularımızı ve bilim adamlarının bunlara ilişkin yanıtlarını
özetleyerek sunacağım. Belki de bu sorular sizin de zaman zaman aklınıza geldi.
Umuyorum bu fikir fırtınası bilinemeyen bazı yanıtları açıklığa kavuşturur.
Eğer tüm evrende yaşam sadece Dünya'da varsa, bu çok büyük bir
yer israfı olurdu. CARL SAGAN
|
BİLİMİN
BÜYÜK SORULARI - 2
EVREN NASIL BAŞLADI?
Geleneksel
olarak birçok kültürde evrenin kökeni, katı Yeryüzü’nün yaratılıp su ve
gökten ayrılması hikayeleri şeklinde açıklanmıştır. Gökler ile Yeryüzü
arasında arabulucu işlevi gören bir cihaz veya varlık inancı, bu hikayelerde
ortak bir özellik olarak görünmektedir.
Evrenin
kökenine dair bu ilk açıklamaların hepsinin eksiği, ilgilerini tümüyle
Yeryüzü’nün ve içinde yaşayan canlıların oluşumuna yöneltmiş olmalarıdır.
Oysa son birkaç yüzyıldır Dünyanın devasa bir evren içinde küçücük bir nesne
olduğu ve sadece biz insanlar içinde yaşadığı için ilgiye layık olduğu açıkça
anlaşılmıştır. Dünya, modern evrenbilimde bir dipnotun dipnotu kadar bile
önem arz etmemektedir.
Nobel
ödüllü fizikçi Arno Penzias ile Robert Woodrow’un, büyük patlamadan arta
kalan sıcaklık olduğu sanılan ve radyo dalga boyları olarak ölçülen kozmik
arka plan radyasyonun keşfidir. Bu keşif, neredeyse bütün evrenbilimciler
tarafından, evrenin kökenine dair büyük patlama teorisini, on ikiden vuran
ispatı olarak yorumlanmıştır.
Ayrıca
Amerikalı Astronom Edwin Hubble’ın yirminci yüzyılın başındaki evrenin
genişlediği tespiti, evrenin kökenini anlamada bir anahtar işlevi görmüştür.
Modern
kozmolojiye göre evren elli milyar yıllık varoluşu boyunca üç aşağı beş
yukarı hep aynı yer olarak kalmıştır. Yeryüzündeki ve uzaydaki yeni
teleskoplar, bilhassa Hubble Space Teleskopu’nun hedefleri de, zamanın
derinliklerine bakmakta ve evrenin birici milyar yılına ait nesnelerin
gözlenmesine imkan tanımaktadır.
(Martin Ince)
|
İddia
ediliyor ki saniyenin yaklaşık (10 üzeri 36)’da birinde, cenin halinde bir evren
bugün gördüğümüz her şeyi kapsayan bir genişliğe şişmiş olabilir. Evrenin
mikroskobik bir şeyden şiştiği temel fikrinin çekiciliği, onun, evrenin neden
genişliyor olduğunu açıklamasından kaynaklanmaktadır. Nasıl son birkaç
yüzyılda Dünya’nın ve Güneş’in boyutlarını ve biçimlerini öğrendiysek, o
zaman da evrenin gerçek boyutlarını öğreneceğiz.
(Sir Martin Rees)
|
merhaba üstad..
YanıtlaSilbu tür bilimsel yazılara bayılıyorum ki bunların çoğalması gerek.
insanların bir şekilde etkileniyor olduğunu umuyorum.
kozmik dünyada ne kadar küçük ve bu egolar için aslında ne kadar komik bir yerimiz olduğunu anlamaya ışık tutar belki.
yazıları okuyup hata arayan aaa bak burda hata yaptın modundan hiç hazetmem.
çoğunlukla da düzeltmeye gerek görmem zaten.
lakin bu bilimsel yazıda evrenin varoluşunda küçük bir hata var.
rica ediyorum bu yorumu yayınlamayınız.
martın ınce gökbilimci mi astrolobiyolog mu çıkartamadım ama...
tüm modern gökbilimciler evrenin yaşının 13.5-14 milyar arasında olduğundan hemfikir.
50 milyar biraz uçuk olmuş.
rica ediyorum sizde düzeltmen gibi algılamayınız lakin bu ciddi bi fark.
benzer yazıların devamını diliyorum...
ben de voyager gibi derin uzayın dışına çıkmış nerdeyse samanyolunu terketmiş bir uzay aracı hakkında yazma fikrim var uzun zamandır.
ne var ki bünye cıvıyor gündelik olaylara kayıyor:))
ilgilenirseniz carl saganın öğrencisi neil arada bişiler var tyson ın cosmos belgesel serisi var...
kesinlikle tavsiye ederim.
saygılarımla.
ımm yorum onaylanmıyomuş:))
YanıtlaSilboşa yazdık düzeltme kısmını...
neise carl sagana selam olsun o zamanda.
ne diyim.
evrende utanan türler var hala
yanaklarım kızardı valla:))
Sevgili Absalom,
YanıtlaSilBilimde beyin fırtınası belki de budur değil mi? Martin İnce, İngiliz Bilim yazarları derneği başkanı. Kanımca rasgele bir adam olmadığı için yazısında kullandığı rakamı savunacak bilgileri de vardır. Türkçe'ye yapıtları kazandırılırsa öğreniriz.
Belirttiğiniz 13,5-14 milyar yıllık evren yaşı "Hubble Sabiti"ne göre hesaplanan bir rakam. Ben de sizin gibi bu rakamı biliyorum. Ama belki bir başka okuyanımız, Ince'in rakamının kaynağını biliyordur.
Sevgi ve en derin saygılarımla.