19 Kasım 2015 Perşembe

PALMANOVA

(Uydu görüntüsü internetten alınmıştır)
Treviso’dan ayrıldıktan sonra yaklaşık 100 kilometrelik yolumuzu 1 saat 15 dakika civarında bir sürede katettikten sonra Palmanova şehrine ulaşıyoruz. Bu şehir, enteresandır ki fazla geçmişi olmayan ve Venedikliler tarafından geç Rönesans döneminde 1593’de inşa edilmiştir. Unide iline bağlı ve il merkezine 20 kilometre mesafededir.
 (İnternetten alınmıştır)
Şehir, Venedik cumhuriyeti tarafından 7 Ekim 1593’de devrimci bir anlayışla kurulmuş. 1571’de Osmanlı Devleti’ne karşı kazanılan İnebahtı Savaşı anısına yaptırılmış. Aziz Justina kentin koruyucu azizi ilan edilmiş. Kentin yapımının ana gayesi de Bosna’ya kadar gelmiş olan Osmanlı Devleti akınlarına karşı korunaklı bir yapı inşası amacı olduğu söyleniyor.
İnternetten aldığım görüntülerden da anlaşılacağı gibi kent, mimar Vicenzo Scamozzi tarafından 9 köşeli yıldız biçiminde tasarlanmış. Köşeli surlar sayesinde korunmasının kolay olacağı düşünülmüş. Şehrin etrafında halen eski hendekler bulunuyor ve şehre 3 kapıdan giriş sağlanmış. 7 kilometrelik ilk çevrenin yapımı 30 yıl devam etmiş. Venedikli soyluları temsilen Marcantonio Barbaro inşaatın yapımını üstlenir.

1658-1690 arasında şehrin ikinci halkası ve Napolyon döneminde 1806-1813 döneminde de üçüncü halka inşaatı tamamlanır. Kalenin son çevrimi de 1815’de tamamlanır. 1866 yılına kadar Avusturya işgalinde kalan kent 1960 yılında ulusal anıt ilan edilmiş. Kentin yapılış biçiminin ideal kent tasarımından doğduğu söyleniyor. Yapımında, şehrin kendisini idame ettirecek şekilde Tüccar, zanaatkar ve çiftçilerin yerleşeceği düşünülmüş. Thomas Moore’un “Ütopya” kitabında tasarladığı şehir, yapımının çıkış noktası olmuş. Eşitliğin, ortak yaşamın ve birbirine saygılı bir toplumun oluşacağı düşünülmüş.
Tarihinden de anlaşılacağı gibi kent suni bir oluşum. Hiçbir zaman önemli bir şehir haline gelmemiş. Gezmeye başladığınızda dik açılmış yollar, orta meydanın yazlığı ve çıplaklığı şehre soğuk bir hava veriyor. Fazla turistik özelliği olmayan kent, sanatsal etkinliklerle dikkat çekici kılınmaya çalışılıyor.

Belli başlı noktalarını vurgulayalım.


Piazza Grande Di Palmanova

Şehrin ortasındaki ana meydan. Kente göre son derece geniş ve dairesel planda. Meydanda bir tur atmak şehri tanımaya yetiyor.










Duomo Dogale SS Redentore

Şehrin merkezinde yer alan katedralin yapımına 1603 yılında Girolamo Cappello tarafından başlanmış. 1636 yılında tamamlanmış, ancak bu tamamlama Vicenzo Scamozzi tarafından mı yoksa Baldassare Longhena’ya ait mi bilinmiyor. Düşman kuşattığı takdirde katedaralin yeri belli olmasın diyerek çan kulesi 1776 yılında kasten kısa yapılıyor. Fasadın İstra taşı nişlerinde Aziz Justina ve kurtarıcı İsa figürleri bulunmakta. 2000 yılında restore edilmiş.











Cafe Al Municipio https://www.facebook.com/pages/Caffe-Al-Municipio/129066120586512

Şehrin en belli başlı kafe restoranı




4. Sanat Festivali Etkinlikleri

Gittiğimiz gün tesadüfen devam eden bu açık hava etkinliğinde yerel sanatçıların dikkate değer sanatsal ürünlerinin sergisi devam ediyordu.





Bu şehre ayırdığımız süre fazlasıyla yeterli olduğundan Trieste’ye devam etmek üzere ayrılıyoruz.

2 yorum: