Palmanova’dan Trieste şehrine geçerken, Trieste merkezine girmeden önemli bir müzeyi ziyaret ediyoruz. Bu nedenle Trieste şehrine ilişkin genel notlarımızı bir sonraki yazımıza bırakıyoruz.
Trieste şehrine hemen girişte deniz kıyısında bulunan Castello Di Miramare, şehrin önemli gezi noktalarından birisi. Deniz kıyısındaki bu köşk Avusturya Arşidük’ü Ferdinand Maksimilyen ve karısı için 1856-1860 yılları arasında yaptırılmış. Köşk, Triste körfezine bakan muhteşem deniz manzarasına sahip bir yer. Çok yüksek bir uçurumun başında 22 hektarlık çok güzel bir bahçe içinde inşa edilmiş.
Avusturya İmparatoru Franz Josef’in kardeşi olan Arşidük Maksimilyen, kardeşi Charles ile yaptığı bir gezinti sırasında 1850 yılında buraya gelir, çevreden hoşlanır. 1854 yılında imparatorluğun donanma başkomutanı olunca bu çok sevdiği yerde, aynı zamanda deniz manzaralı olması nedeniyle bir köşk yaptırmaya karar verir. 1856 yılında araziyi satın alır. Mimarı olarak seçilen Carl Junker, çiziminde Avusturya, Alman ve İngiliz mimarisinden esinlenen eklektik bir tarzı benimser. Köşkün mobilyaları ve dekorasyonu Franz Hoffman ve oğlu Julius tarafından tamamlanır.
Yapımını sürekli denetleyen Maksimilyen, köşkün inşaatının tamamlanmasını kendisi ve ailesi için çok isterse de, arşidükün ne yazık ki sefası çok süremez. Meksika İmparatoru olarak 1864’de Meksika’ya gider ve orada 1867’de vurulur.
Köşkte Arşidük ve karısı Belçikalı Carlotte’a ait yatak odası, kütüphane, kabul salonları ve değişik kullanımda olan odalar bulunmakta. Resepsiyon ve taht odaları yanında Cesare Dell’Acqua’ya ait tablolar dikkat çekici. Çin ve Japon tarzo oda süslemeleri de yer alıyor. Arşidükten kalan ve halen müze olarak korunan köşkteki tüm dekorasyon malzemeleri 19. Yüzyıl aristokrat yaşantısından çok önemli detaylar içeriyor.
Köşkün bahçe arazisi köşkün yapımından önce çıplak ve dikenli çalılarla kaplı iken, dekorasyon ve düzenleme çerçevesinde, Lübnan,Kuzey Afrika ve Himalayalar’dan getirilen sedir ağaçları, Asya, Amerika Köknarları, İspanya, Kaliforniya ve Meksika selvileri ve çamlarla süslenmiş.
Maksimilyenin ölümü ve Carlotta’nın ayrılmasından sonra köşk Habsburgların elinde kalmaya devam eder. 1882’de imparator Franz Josef, eşi ve tahtın varisi Rudolf ile Trieste’ye geldiğinde köşkte konaklar. 1896’ya kadar kraliçe Elizabeth toplam 14 kez köşkte konaklar. Birinci Dünya Savaşı çıkınca köşkün tüm mobilya malzemesi Avusturya’daki Schönbrunn ve Belvedere saraylarına nakledilir. Savaş sonrası Miramare arazisi Trieste kenti ile birlikte İtalya devletine geçer. Ekim 1925-Mart 1926 arasındaki görüşme ve mutabakatlardan sonra köşkün tüm malzemeleri geri getirilir. 1928’de Aosta dükü Amedeo, ikametine verilen köşkte Ethiopya valisi olarak tayin edildiği 1937’ye kadar kalır. Ancak köşk 1943’e kadar dük ailesinde kalır. Bu tarihte Nazi işgaline uğrayan köşk karargah olarak kullanılır. 1945’de önce Yeni Zelanda birlikleri sonra İngilizler ve 1947’de Amerikan ordusu gelir. 1954’e kadar Amerikan ordu karargahı olur. Mart 1955’den itibaren halka açık müze haline getirilir. Müzenin giriş biletleri kişi başı 4 Euro. Köşke giden sahil yolu üzerinde araçlar ücretsiz olarak park edilebiliyor. Ancak yol çok dar olduğu için bir süre yürümeyi göze almak gerekiyor.
Maksimilyenin ölümü ve Carlotta’nın ayrılmasından sonra köşk Habsburgların elinde kalmaya devam eder. 1882’de imparator Franz Josef, eşi ve tahtın varisi Rudolf ile Trieste’ye geldiğinde köşkte konaklar. 1896’ya kadar kraliçe Elizabeth toplam 14 kez köşkte konaklar. Birinci Dünya Savaşı çıkınca köşkün tüm mobilya malzemesi Avusturya’daki Schönbrunn ve Belvedere saraylarına nakledilir. Savaş sonrası Miramare arazisi Trieste kenti ile birlikte İtalya devletine geçer. Ekim 1925-Mart 1926 arasındaki görüşme ve mutabakatlardan sonra köşkün tüm malzemeleri geri getirilir. 1928’de Aosta dükü Amedeo, ikametine verilen köşkte Ethiopya valisi olarak tayin edildiği 1937’ye kadar kalır. Ancak köşk 1943’e kadar dük ailesinde kalır. Bu tarihte Nazi işgaline uğrayan köşk karargah olarak kullanılır. 1945’de önce Yeni Zelanda birlikleri sonra İngilizler ve 1947’de Amerikan ordusu gelir. 1954’e kadar Amerikan ordu karargahı olur. Mart 1955’den itibaren halka açık müze haline getirilir. Müzenin giriş biletleri kişi başı 4 Euro. Köşke giden sahil yolu üzerinde araçlar ücretsiz olarak park edilebiliyor. Ancak yol çok dar olduğu için bir süre yürümeyi göze almak gerekiyor.
Özellikle konumu ve manzarası çok güzelmiş!
YanıtlaSilEvet, köşkün içi kadar dışarısı ve manzarası da görülmeye değerdi.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.