2 Ocak 2015 Cuma

EKİM AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 6

 
KİTABIN ADI

Akşam Güneşi

KİTABIN YAZARI

Reşat Nuri Güntekin

KİTABIN ÇEVİRMENİ
Osmanlıca’dan çeviren: M. Fatih Kanter
KİTABIN YAYINEVİ
İnkılap Kitabevi
KİTABIN BASKI YILI
2014
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI
431  syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
10/10 


Reşat Nuri Güntekin’in önemli romanlarından birisi. 1926’da ilk kez basılan romanda, geç fark edilen bir imkansız aşk konu ediliyor.
Askerliğinin yanı sıra çok iyi eğlenmesini de bilen Nazmi yaşadığı uzun süreli Avrupa maceraları sonrası asker iken oldukça genç bir yaşta malulen emekli olur. Onu gizliden seven amca kızı Şükran ile evlenerek Ege’de bir adada bulunan çiftliğinde inzivaya çekilir. Yaşamdan soğumuştur. Bir gün annesi ölen ve babası tarafından küçük yaşta kendilerinden uzaklaştırılan yeğeni Jülide, babası ölünce bir süreliğine onların yanına gelir. Jülide için yaşadığı güzel ve modern hayattan sonra ada çekilmez bir yerdir. Nazmi’de büyümüş yeğeninin farklı yaşamı nedeniyle ona karşı cephe alır, sert davranışlarıyla üzerine gider.
Giderek davranışlarındaki hataların farlına varan Nazmi, Jülide’ye yakın davranmaya başlar. Oysa Jülide’nin düşünceleri ise bambaşkadır. Nazmi çok geç fark eder…
Reşat Nuri, edebiyatçılığının doruklarında ve kalitesinde yazdığı bu romanı ne yazık ki edebiyatseverlerden hak ettiği ilgiyi görmemiş durumda.
Fethi Naci: “Çalıkuşu'nda Reşat Nuri'nin unutulmaz bir cümlesi vardır, bir "anahtar cümle": "Sevgi, şefkat denen şeyde ne mucizeler var yarabbi!" Akşam Güneşi'nin kahramanı Nazmi, "Balıkçının yetimleri bana hayatın sırrını öğrettiler: Acımak ve sevmek." der.”

Tahir Alangu: “Çalıkuşu, Cumhuriyet devrinde başlayacak yeni bir edebiyat hareketinin dönemeç noktasında doğuyor, bu yeni edebî hareketin Anadolu’ya ve onun sorunlarına, devrim hareketlerine yöneleceğine işaret ediyordu. Reşat Nuri’nin romancılığının bundan sonraki evriminde, ortaya çıkan özelliklere işaret etmek gerekiyor:
1918’den sonra gelişen duygulu-romantik İstanbul romanı yolunu o da izlemiş, lâkin bu yoldaki eserlerinde bile, toplum sorunlarına, yurt gerçeklerine değinmekten vazgeçmemiştir. Çalıkuşu (1922), Damga(1924), Dudaktan Kalbe (1925), Akşam Güneşi (1926).”


Muzaffer Uyguner: “ Reşat Nuri’nin romanlarında daha çok romantik aşk işlenmiştir. Akşam Güneşi de bir sevi romanıdır. Nazmi Bey’in bir olumsuz sevisi anlatılır bu romanda. Bir ada yaşantısı ortamında, kendisi peygamber gibi sevilen Nazmi Bey’in yaşantısı, sevisi çeşitli yönleri ile ortaya konulmuş, söylentilerle geliştirilmiştir.”

Selim İleri: “Akşam Güneşi, Batılılaşmaya çabalayan taşranın balo gecesiyle unutulmazdır.” Üç Kısım, 75 Bölüm’den oluşan “Akşam Güneşi”nin en az 75 Bölüm’lük bir TV dizisi olacağına TV ekranlarında bir “Yaprak Dökümü” kadar ilgi göreceğine inanıyoruz. Meşrutiyet öncesinden başlayarak getirilecek tarihsel olaylar ile Nazmi Bey’in aşk hayatının durakları, filmin dramatik yanını oluşturmaktadır. Bu aşklar konaklarda, salonlarda ve Ada’da geçer. Bir vapur yolcuğu ile bir çiftlik yaşamının gerektirdiği mekânlar, dizi için yeterlidir. Yer yer elbette aşkların, duygu ve duyarlıkların güncellenmesiyle “Akşam Güneşi” özünden hiçbir şey yitirmeden ilgi odağı bir dizi film olur.
http://www.onkajans.com/vestige/view/cinema/aksam-gunesi-resat-nuri-guntekin/98

2 yorum:

  1. çalıkuşu'nu defalarca okumama rağmen bu kitabını okumadım ya da çok uzun zaman önce okumuş ve hatırlamıyor da olabilirim ama kitaplığımda yok ve edinmeliyim sanki:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alırsanız üzülmeyeceğinize eminim.
      Sevgiler, saygılar.

      Sil