KİTABIN ADI
|
Ebedi Nişanlı Kafka (Kafka, L’eternal Fiance)
|
KİTABIN YAZARI
|
Jacqueline Raoul-Duval
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
İnci Malak Uysal
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
Can Yayınları
|
KİTABIN BASKI YILI
|
2015
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
1. Baskı (Orijinal ilk baskı 2011)
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
207 syf
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
10/10
|
Edebiyatseverlerin kesinlikle göz
ardı edemeyeceği ve mutlaka kitaplığında bulunması gereken bir eser.
Öncelikle ifade edeyim bir
roman gibi yazılmış ama eserin çıkış noktası Kafka’nın saklanmış mektupları
ve anılara dayalı anlatımlar oluşturuyor. Romanda, Kafka’nın hayatına giren
ve nişanlanma aşamasında ve evliliğin hemen öncesi ayrılıkla sonuçlanan
aşkları konu ediliyor. Felice Bauer, Julie Wohryzek, Milena Jesenska ve Dora
Diamant (Dymant) ile ilişkileri, mektuplardan sızan olaylar akıcı bir şekilde
anlatılıyor.
Kafka sağlığında bir çok el
yazmasını kendisi yok eder. Bu nedenle bir çok önemli belge ne yazık ki yok
olmuştur. Ölüm döşeğinde iken arkadaşı Max Brod’a kalan tüm kitap ve
belgelerini yok etmesini vasiyet eder. Max Brod bu vasiyeti yerine getirmez
ve belgeleri saklar. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yayınlanan yazı ve romanlarda
Kafka yeniden keşfedilir.
Max Brod ölümünden önce
el yazmalarını sekreteri Esther Hoffe’ye emanet eder. Hoffe, yakın zamanda bu
el yazmalarını açık artırma ile satmaya karar verir. Ancak İsrail Devleti,
bir Yahudi olan Kafka’nın el yazmalarının ulusunun malı olduğunu öne sürerek
dava açar.
Kitap bu açıklama ile bitiyor.
Ancak;
Kitabın yayınından tam 4 yıl
sonra ve tesadüf bu ya, kitabı okuduktan sonra, devam edegelen davada mahkeme
kararını verir. Bu mahkeme kararı ile ilgili gazete haberini de ekte
sunuyorum.
Kitabı gerçekten almaya ve
okumaya değmez mi? Siz karar verin…
|
"Yüzyılın en önemli yazarlarından Franz
Kafka'ya ait el yazmalarının nerede kalacağına ilişkin bir süredir devam eden
dava sonuçlandı.
03 Temmuz 2015 Cuma 12:53
20. yüzyılın en önemli yazarlarından Franz Kafka'ya
ait el yazmalarının nerede kalacağına ilişkin bir süredir devam eden dava
sonuçlandı.
Yazar , başyapıtlarından biri kabul edilen ‘Dönüşüm’ başta olmak üzere pek çok müsveddeyi ölümünden önce arkadaşı Max Brod’a teslim edip kendisinden bu metinleri yakarak yok etmesini istemişti.
Ancak Max Brod, bu dileği yerine getirmedi. Hatta yazarın ölümünden sonra metinleri yayımladı.
1968 yılında hayatını kaybeden Max Brod, el yazmalarını asistanı Esther Hoffe’ye emanet etti. Hoffe, 1973 yılında el yazmalarını açık artırmaya çıkararak satma fikrini ortaya attı.
Mahkeme, Brod’un vasiyetine uygun olmadığı gerekçesiyle bu fikre engel olmuştu.
Kafka'nın el yazmalarının nerede tutulacağına ilişkin uzun süredir devam eden dava, nihayet sonuçlandı.
Karara göre, el yazmalarının kendilerine ait olduğunu ileri süren Hoffe’un kızları, metinleri İsrail Ulusal Kütüphanesi’ne emanet edecek (hurriyet)"
Merhaba Mehmet Bey...
YanıtlaSilMahkemeye giden bu süreci ilgiyle okudum. Ve tabii hemen aklıma Nazım Hikmet geldi. Dünyaca tanınan Nazım Hikmet'i ne yazık ki biz elimizin tersiyle ittiğimiz gibi sahiplenemedik bile... Dolayısıyla içim cız etti. Üstelik mezarının kendi topraklarında olması için yanıp tutuşurken... :(
Ulusal değerler kolay yetişmiyor. Bir Yahudi yazarın el yazmalarının müzayede de satılmasını sindiremeyen bir devletin yıllarca mücadele ederek bu belgeleri ulusal hazineye kazandırması, devletlerin değerlerini nasıl koruduğunu gösteriyor. Nazım'ın bitmeyen çilesi karşısında azap duymamak elde değil. (Ama düşünüyorum da ülkemize getirilirse, her gün mezar taşı kırılacak, kemikleri kazılıp kaçırılmak istenecek, sanki halkım akıllanana kadar yerinde kalması daha iyi gibi...)
SilSevgi ve en derin saygılarımla.