Edirne Büyük Sinagogu, Edirne'de bulunan ve Avrupa'nın en büyük ve dünyanın üçüncü büyük sinagogu olan ibadethane Geçmişi 1492 yılında Avrupa’daki baskılardan kaçarak Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Seferad cemaatine kadar uzanan ve 1905 yılında çıkan büyük yangında yanan sinagog padişah II.ci Abdülhamit'in fermanı ile yeniden inşa edilerek 1907 'de Hamursuz Bayramı arifesinde tekrar hizmete girdi. Fransız mimar France Depré, binayı Viyana'daki Leopoldstädter Tempel adlı sinagogdan esinlenerek projelendirdi. Edirne ili, Kaleiçi semti, Dilaver Bey Mahallesi, 18 ada, 4 parselde bulunan komplekste sinagog binası ile birlikte Orhaniye Caddesinde girilen İdari Bina ve müştemilat binası (Midraş binası) vardır.
Kal Kadoş ha Gadol (Kutsal Büyük Havra) sinagogu, 1934 Trakya Olayları’nda Yahudi cemaatinin Edirne’yi terk etmek zorunda bırakılmasının ardından kaderine terk edilmişti. Sinagog cemaati, Edirne’deki Yahudilerin İstanbul’a yerleşmesiyle azaldı. 1983 yılından bu yana kullanılmayan sinagogun mülkiyeti 1995’te Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçti. Kullanılmasa da tarihi açıdan Museviler için büyük önem taşıyan sinagog, Edirne’de doğan Türk Sinagog Musikisi’nin (Maftirim) de kaynağını oluşturuyor. Restorasyon
1983 yılına kadar ibadete açık olan sinagog, Yahudilerin Edirne'yi terk etmeleri nedeniyle kullanılmadı ve yıkılmaya yüz tuttu. Sinagogun mülkiyeti 1995 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçti. Sinagog 2010 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünün kararı ile restorasyona alındı Harabe halden 4 yılda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 5 milyon 750 bin lira harcanarak aslına uygun olarak restore edildi. İç ve dış sıvalarında 2 bin metrekare kalem işi uygulanan sinagogun idari bina ve müştemilat binası da restore edilerek tamamlandı.
PROJE DETAYLARI
Büyük Sinagog binası, giriş yönü Maarif caddesine bakan ve yan bahçe duvarlarından (sağ,sol) ortalama 6 m. çekilerek güneybatı, kuzeydoğu yönüne dik gelecek şekilde ön cephesi dikdörtgen kısa kenarı Maarif Caddesine paralel gelecek biçimde yerleştirilmiş olup 30m.x18m boyutlarında dikdörtgen formda belli akslarda demir putrellerle destekli karkas (bazilikal anlayışta) bir binadır. Sol yanındaki MİDRAŞ ise 10 m.x 10 m ebatlarında kare formda yığma bir binadır. Yapının girişinde 3 m. X2 m. ebadında bir giriş saçağı mevcuttur. Bu yapının arka ve sağ duvarlarına bahçe duvarı yaslanmıştır.
Sinagog ve müştemilat binası giriş saçağı arasında 10 m. Mesafe bulunur. Müştemilat binası önünde kuyu vardır. Sinagog binasının arka tarafında bulunan ve Orhaniye caddesinden girilen idari bina planı diğer yapılara göre hareketlidir. Arka cephesi düzdür , sadece giriş aksı doğrultusunda dışarıya doğru bir çıkma yapılmıştır. Yan ve ön cephelerine girinti ve çıkıntı verilerek plan cephede hareketlilik sağlanmıştır. İdari bina ile Sinagog arasındaki en dar mesafe 3.52 m.’ dir.
Büyük Sinagog’un restorasyonu kapsamında yapılan çalışmalar ise şöyle:
*2746 metrekarelik bir kullanım alanına sahip toplam üç binadan oluşan Sinagog, 2010 yılının son aylarında Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restorasyon kapsamına alınarak yenilendi.
*Sinagonun onarımı kapsamında çöken çatısı ile içerisi temizlenerek temel takviyesi yapıldı, yıkılan beden duvarları tamamlandı ve çelik konstrüksiyonu yapılarak çatısı kapatıldı. İçte sıva imalatları tamamlanarak yaklaşık 2000 m² olan kalem işi uygulamaları bitirildi.
*Sinagogta yer alan İbranice kitabe ve duvar yazılarının okunması, yazılması ve çevrilmesi hususunda Türk Musevi Cemaati ve Türkiye Hahambaşılığından yardım alındı.
*Tüm kalem işlerinde ve dış cephede, yaklaşık 50 yıl dayanabilecek silikat esaslı boya kullanıldı.
*Zemin döşemelerinin orijinal desen ve renklerine uygun olarak tamamlanması işi Ermeni Usta Baron Nalbant tarafından gerçekleştirildi.
*Kule üzerindeki çinko kaplamalar orijinaline uygun olarak Romanya’dan gelen sac ustaları tarafından yapıldı.
*Yapıda yaklaşık 60 ton ağırlığında makas sistemi, demir profil ve kutu profil kullanıldı.
*Restorasyon çalışmaları, konularında uzman 5 kişilik Bilim Heyeti Danışmanlığı'nda yürütüldü. 26 Mart 2015 tarihinde devlet temsilcileri ve Yahudi cemaati fertlerinin katılımıyla yeniden kullanıma açıldı. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasını müteakip Edirne Valisi Dursun Ali Şahin 21 Kasım 2014 tarihinde İsrail’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskını gerekçe göstererek, Edirne’deki Büyük Sinagog’un ibadethane olarak değil müze olarak açılacağına ilişkin bir açıklama yaptı. Vali Şahin "Mescid- i Aksa’nın içinde savaş rüzgarları estiren, bizzat savaş tatbikatı yapan o eşkıya kılıklı insanlar orada Müslümanları katlederken, biz de onların burada sinagoglarını yapıyoruz. İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu. Biz de onların mezarlıkların etrafını temizliyor, projelerini kurula gönderiyoruz. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’ndan tescilini bekliyoruz. Bizim yaklaşımımız nerede, onların yaklaşımı nerede? Yani bunu izleyicilerin takdirine sunuyorum. Buradaki tadilatı sona gelen sinagog sadece müze olarak, içerisinde hiçbir şey olmadan o şekilde müze olarak tescil edilecek” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamaya gerek Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden gerekse Yahudi cemaatinden büyük tepkiler geldi. Vakıflar Genel Müdürlüğü sinagog ile ile ilgili tasarrufun kendilerinde olduğunu hatırlatan ve Edirne Büyük Sinagogu'nun ibadethane olarak hizmet vereceğini açıklamasının ardından Vali Dursun Şahin çark etti, binanın kullanım şekliyle ilgili kararın Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olduğunu söyledi. Ne yazık ki ülkemizde iyi ve faydalı şeyler halktan değil, yöneticilerden gelen tepkiler sebebiyle zamanında yapılamıyor, eksik ve geç yapılıyor veya hiç yapılamıyor. Ama bizim halk olarak sorumluluk ve çocuklarımıza daha güzel bir gelecek bırakmak amacıyla, gerekli cesareti ve çağdaşlığı göstererek basiretli insanları seçmemiz gerekmiyor mu?
Kal Kadoş ha Gadol (Kutsal Büyük Havra) sinagogu, 1934 Trakya Olayları’nda Yahudi cemaatinin Edirne’yi terk etmek zorunda bırakılmasının ardından kaderine terk edilmişti. Sinagog cemaati, Edirne’deki Yahudilerin İstanbul’a yerleşmesiyle azaldı. 1983 yılından bu yana kullanılmayan sinagogun mülkiyeti 1995’te Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçti. Kullanılmasa da tarihi açıdan Museviler için büyük önem taşıyan sinagog, Edirne’de doğan Türk Sinagog Musikisi’nin (Maftirim) de kaynağını oluşturuyor. Restorasyon
1983 yılına kadar ibadete açık olan sinagog, Yahudilerin Edirne'yi terk etmeleri nedeniyle kullanılmadı ve yıkılmaya yüz tuttu. Sinagogun mülkiyeti 1995 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçti. Sinagog 2010 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünün kararı ile restorasyona alındı Harabe halden 4 yılda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 5 milyon 750 bin lira harcanarak aslına uygun olarak restore edildi. İç ve dış sıvalarında 2 bin metrekare kalem işi uygulanan sinagogun idari bina ve müştemilat binası da restore edilerek tamamlandı.
PROJE DETAYLARI
Büyük Sinagog binası, giriş yönü Maarif caddesine bakan ve yan bahçe duvarlarından (sağ,sol) ortalama 6 m. çekilerek güneybatı, kuzeydoğu yönüne dik gelecek şekilde ön cephesi dikdörtgen kısa kenarı Maarif Caddesine paralel gelecek biçimde yerleştirilmiş olup 30m.x18m boyutlarında dikdörtgen formda belli akslarda demir putrellerle destekli karkas (bazilikal anlayışta) bir binadır. Sol yanındaki MİDRAŞ ise 10 m.x 10 m ebatlarında kare formda yığma bir binadır. Yapının girişinde 3 m. X2 m. ebadında bir giriş saçağı mevcuttur. Bu yapının arka ve sağ duvarlarına bahçe duvarı yaslanmıştır.
Sinagog ve müştemilat binası giriş saçağı arasında 10 m. Mesafe bulunur. Müştemilat binası önünde kuyu vardır. Sinagog binasının arka tarafında bulunan ve Orhaniye caddesinden girilen idari bina planı diğer yapılara göre hareketlidir. Arka cephesi düzdür , sadece giriş aksı doğrultusunda dışarıya doğru bir çıkma yapılmıştır. Yan ve ön cephelerine girinti ve çıkıntı verilerek plan cephede hareketlilik sağlanmıştır. İdari bina ile Sinagog arasındaki en dar mesafe 3.52 m.’ dir.
Büyük Sinagog’un restorasyonu kapsamında yapılan çalışmalar ise şöyle:
*2746 metrekarelik bir kullanım alanına sahip toplam üç binadan oluşan Sinagog, 2010 yılının son aylarında Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restorasyon kapsamına alınarak yenilendi.
*Sinagonun onarımı kapsamında çöken çatısı ile içerisi temizlenerek temel takviyesi yapıldı, yıkılan beden duvarları tamamlandı ve çelik konstrüksiyonu yapılarak çatısı kapatıldı. İçte sıva imalatları tamamlanarak yaklaşık 2000 m² olan kalem işi uygulamaları bitirildi.
*Sinagogta yer alan İbranice kitabe ve duvar yazılarının okunması, yazılması ve çevrilmesi hususunda Türk Musevi Cemaati ve Türkiye Hahambaşılığından yardım alındı.
*Tüm kalem işlerinde ve dış cephede, yaklaşık 50 yıl dayanabilecek silikat esaslı boya kullanıldı.
*Zemin döşemelerinin orijinal desen ve renklerine uygun olarak tamamlanması işi Ermeni Usta Baron Nalbant tarafından gerçekleştirildi.
*Kule üzerindeki çinko kaplamalar orijinaline uygun olarak Romanya’dan gelen sac ustaları tarafından yapıldı.
*Yapıda yaklaşık 60 ton ağırlığında makas sistemi, demir profil ve kutu profil kullanıldı.
*Restorasyon çalışmaları, konularında uzman 5 kişilik Bilim Heyeti Danışmanlığı'nda yürütüldü. 26 Mart 2015 tarihinde devlet temsilcileri ve Yahudi cemaati fertlerinin katılımıyla yeniden kullanıma açıldı. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasını müteakip Edirne Valisi Dursun Ali Şahin 21 Kasım 2014 tarihinde İsrail’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskını gerekçe göstererek, Edirne’deki Büyük Sinagog’un ibadethane olarak değil müze olarak açılacağına ilişkin bir açıklama yaptı. Vali Şahin "Mescid- i Aksa’nın içinde savaş rüzgarları estiren, bizzat savaş tatbikatı yapan o eşkıya kılıklı insanlar orada Müslümanları katlederken, biz de onların burada sinagoglarını yapıyoruz. İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu. Biz de onların mezarlıkların etrafını temizliyor, projelerini kurula gönderiyoruz. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’ndan tescilini bekliyoruz. Bizim yaklaşımımız nerede, onların yaklaşımı nerede? Yani bunu izleyicilerin takdirine sunuyorum. Buradaki tadilatı sona gelen sinagog sadece müze olarak, içerisinde hiçbir şey olmadan o şekilde müze olarak tescil edilecek” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamaya gerek Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden gerekse Yahudi cemaatinden büyük tepkiler geldi. Vakıflar Genel Müdürlüğü sinagog ile ile ilgili tasarrufun kendilerinde olduğunu hatırlatan ve Edirne Büyük Sinagogu'nun ibadethane olarak hizmet vereceğini açıklamasının ardından Vali Dursun Şahin çark etti, binanın kullanım şekliyle ilgili kararın Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olduğunu söyledi. Ne yazık ki ülkemizde iyi ve faydalı şeyler halktan değil, yöneticilerden gelen tepkiler sebebiyle zamanında yapılamıyor, eksik ve geç yapılıyor veya hiç yapılamıyor. Ama bizim halk olarak sorumluluk ve çocuklarımıza daha güzel bir gelecek bırakmak amacıyla, gerekli cesareti ve çağdaşlığı göstererek basiretli insanları seçmemiz gerekmiyor mu?
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder