KİTABIN ADI
|
Bakkhalar (Bacchae)
|
KİTABIN YAZARI
|
Euripides
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
Sebahattin Eyüboğlu
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları
|
KİTABIN BASKI YILI
|
2014
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
3. Baskı
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
64 syf
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
10/10
|
Antik Yunan Tragedyaları, tiyatronun atası olduğu kadar çağdaş uygarlığının önemli çıkış noktalarında biridir aynı zamanda. Tragedyaları bilmeden okumadan ve kaynaklarına inmeden ne tiyatronun ne tarihin ne mitolojinin ve ne de uygarlığın anahtarlarını edinmek kolay değildir. Antik Yunan tragedyaları, tanrıları, birbirleriyle çekişmelerini, insanın tanrılarla ilişkilerini, insanın ölümsüz tanrılar yanında zayıflığını ve kaderlerinin tanrıların elinde olmasını anlatırlar. Dönem halklarının düşün dünyasından doğan bu eserler insanın bir anlamda gelişiminin de müjdecisidirler. Düşünen ve sorgulayan insan kendini, dünyasını ve evreni keşfe başlar. Euripides döneminin tanınan ve sevilen bir tragedya yazarıdır. Aşağıda hayatının önemli noktalarını okuyacağınız gibi insanları tedirgin ederek düşünmeye zorlar. Başarılı gerilim sahneleriyle eserlerinde muhteşem şiirsellikler yaratır. Ne yazık ki ülkemizde sadece 3. Baskısı yapılabilen (demek ki sadece 3.000 okura ulaşabilmiş durumda) bu dünya klasiğinin okunma oranı, aslında ülkemiz kültürünün bulunduğu noktayı gösteren küçük ve çarpıcı bir örnek. |
Evripides (Yunanca Ευριπίδης) (M.Ö. 480 – M.Ö. 406),
Eshilos ve Sofokles’ten sonra Atina’nın yetiştirdiği üçüncü büyük trajedi
şairidir. Düşünce adamı, Atina’lı oyun yazarlarının en büyüğü olan ,
insanları bekleyen gerçek ve zorlu sorunları ortaya koyarak insanları
düşünmeye zorladı. Bernard Shaw gibi
Evripides de insanları tedirgin etmiş ve kızdırmıştır. Kutsal değerlere
saygısızlık ve kadın düşmanlığıyla suçlanmıştır. Ama yine de üstün
şiirsellikle anlatılan düşünceleri dinlenmiştir. Vatanı olan Atina’yı
terkedinceye kadar da bu taşlama ve lanetlemelerin ardı arkası kesilmemiştir.
Fakat ölümünden sonra bütün tragedya yazarlarının en ünlüsü, en aralanılanı
olmuş ve o çağdan bu yana adı ölmez yazarlar arasında yer almıştır.
Evripides’in
yenilikçi ve korkusuz bir yanı vardı. İlginç olayları anlatırken yeni teknik
buluşlar kullanıyordu. En güçlü yönü de gerilim sahnelerindeki başarısı ve
her sahnede üstün bir şiirsellik yaratmasıydı. M.Ö. 438′de Truva Savaşı’nda
Akhilleus’un mızrağıyla yaralanan Telephus’un hikâyesini anlattığı oyunda
geçen olaylar dizisi ve bunların sahneye uygulanışı Evripides’in gücünü
ortaya koyar. Bu oyun, eski Yunan sahne geleneklerine indirdiği darbe
nedeniyle de büyük önem taşır. Bir dilenci ilk defa sahici paçavralarla
sahneye çıkmıştı. Bu
ozamanki izleyici üzerinde şok etkisi yaratmıştı. Oyunun sahneye konmasındaki
gerçekçilik, Evripides’in en acmasız eleştirmeni ve Yunan tiyatrosunun en
büyük komedi ustası Aristophanes’in saldırı nedenlerinin başında
gelir.”Thesmosphoriazusae” adlı komedisinde Aristophanes, Yunanlı
kadınlara,oyunlarında kadın kişilerini sevimsiz gösterdiğinden ötürü
Euripides’den intikam almak üzere komplo hazırlatır.
Fakat
Evripides’in kadınları, tutkularına kapılsalar da, hiçbir zaman sevimsiz
değillerdir.Sadece idealleştirilmelerinin yanında yaşayan birer insan
oldukları gerçeğini vurgularlar. Evripides
ayrıca geçmişin ulu tanrılarının, nasıl yeri geldiğinde hiç de tanrısal
olmayan hilelere başvurduklarını açık seçik sahnede ortaya koydu. Bu, çoğu kimsenin tanrılara hakaret
olarak algıladığı bir bakış açısıydı.
Evripides
bir demokrattı, fakat demogoglardan ,büyük bürokratlardan, halkına savaş ve
felaket getiren kayıtsız ve kaygısız önderlerden nefret ederdi. ”Yakaranlar”
ve ”Truvalı Kadınlar” adlı oyunlarında Sparta ile süregelen savaşın iç
karartan izleri görülür.Bu ünlü tragedya yazarının hayatı üzerine
söylenebilecek çok az şey olmasına rağmen, Salamis’teki topraklarında yaşadı
ve şiirlerini denize bakan bir mağarada yazardı. Mümkün olduğu kadar topluma
az karışan, ağırbaşlı ve somurtkan bir adamdı.İnsanlardan uzak seçtiği bu
yalnız yaşam, onun tanrılardan nefret eden, toplumla ilişkilerini kesmiş,
huysuz, hırçın ve kuşkucu bir kişi olarak tanınmasına yol açmıştır.
Evripides
bir Atina vatandaşı olarak kendini toplum hayatından büsbütün ayrı
tutmamıştır. Orduda görev almış, Magnesia konsüllüğü yapmış ve devlete
parasal yardımlarda bulunmuştur. M.Ö.
408 yılında tanrılara saygısızlık ettiği gerekçesiyle komedi yazarlarının ve
halkın saldırılarına maruz kalarak Atina’yı terk etmiş Makedonya kralı
Archelaus’a sığınmıştır. Kral
tarafından çok iyi karşılanmış ve ölmeden önceki bu on sekiz ayını huzur ve
barış içinde yaşamıştır. Ölüm nedeni çelişkilidir , kimi söylentilere göre
saraydaki kıskanç kişiler tarafından av köpeklerine parçalatılmıştır. ”Bacchae”
adlı oyunu ölümden sonra sahnelenmiş ve ödül almıştır.
Evripides’in
kendi izinden giden üç oyun yazarı oğlu ölümünden sonra babalarının
oyunlarını sahnelemişlerdir. Evripides’in 80-90 tragedyası olduğu bilinmesine
rağmen günümüze yalnız 18 tanesi erişebilmiştir.
Trajedyaları
1. Alkestis (M.
Ö. 438, ikinci ödül)
2. Medea (M.
Ö. 431, üçüncü ödül)
3. Herakleidae (yak.
M. Ö. 430)
4. Hippolitus (M.
Ö. 428, birinci ödül)
5. Andromahi (yak.
M. Ö. 425)
6. Hekabe (yak.
M. Ö. 424)
7. Yalvaranlar (yak.
M. Ö. 423)
8. Elektra (yak.
M. Ö. 420)
9. Herakles (yak.
M. Ö. 416)
10. Truvalı kadınlar (M. Ö. 415, ikinci ödül)
11. İphigenia Tauris’de (yak. M. Ö. 414)..(Bir baba kızını öldürür)
12. İon (yak.
M. Ö. 414)
13. Helen (M.
Ö. 412)
14. Fenikeli kadınlar (yak. M. Ö. 410)
Trajedya parçaları
Bu
listedeki trajedi oyunları elimizde tüm olarak değil de ancak parçalar
halinde bulunmaktadır. Bunlardan bazıları sadece bir isim ve birkaç satır
halindedir. Diğerlerinde ise eldeki parçalar eserin çok geniş bir kısmını
kapsamaktadir ve böylece eser hakkında, kısmi da olsa, geniş bilgi elde
bulunmaktadır.[2]
1. Telephus (M.Ö.
438)
2. Giritliler
(yak. M.Ö. 435)
3. Stheneboea
(M.Ö. 429′den önce)
4. Bellerofon (yak.
M.Ö. 430)
5. Cresphontes
(yak. M.Ö. 425)
6. Erechtheus
(M.Ö. 422)
7. Akıllı Faethon (yak.
M.Ö. 420)
8. Melanippe
(yak. M.Ö. 420)
9. Alexandros
(M.Ö. 415)
10. Palamedes
(yak. M.Ö. 415)
11. Sisifus (yak.
M.Ö. 415)
12. Esir
Melanippe (yak. M.Ö. 412)
13. Andromeda (M.Ö.
412 Evripides’in Helen eseriyle)
14. Antiope
(yak. M.Ö. 410)
15. Archelaus
(yak. M.Ö. 410)
16. Hipsipile
(yak. M.Ö. 410)
17. Filoktetes
(yak. M.Ö. 410)
Satir oyunu
1. Cyclops (belirsiz
tarih)
|
biz kültür ile , geçmiş ile , tarih ile pek ilgili bir toplum olamadık ne yazık ki, bırakın yunanı kendi tarihimizi bile çoğu kurgu olan dizilerden izleyip hayret eden bir milletiz ..:(
YanıtlaSilHaklısınız elbette, Şehzade Mustafa'nın katlini 550 sene sonra öğrenen bir toplum olarak, Yunan Tragedyalarını bilmeyi beklemek zor. Üstelik, tarih ve arkeoloji bilgisi (0) bir iktidarın, Bizans buluntuları ile İstanbul tarihini MÖ 8500'lere götüren keşifler için "birkaç kase parçası yüzünden metro inşaatı 4 ay gecikti" diyebildiğine göre, topluma da pek kızmamak gerek galiba.
SilSevgi ve saygılarımla.
"Şehzade Mustafa'nın katlini 550 sene sonra öğrenen bir toplum" ne güzel özetlemişsiniz okumayan, araştırmayan bir toplumun parçası olmak ne kadar ağır geliyor insana hele bu günlerde..işte okumamanın nedenleri burada gün ışığına çıkmaya başladı..
YanıtlaSilBir söz vardır, "Geçmişini bilmeyen geleceğini kuramaz" Bize kendimizi tanıtan atalarımızı hatırlatan, benliğimizi, onurumuzu, gururumuzu yeniden veren adam ne yazık ki, istediklerini tamamlayamadan gitti. Gelenler 66 senedir altını oya oya toplumu bu hale getirdiler. Köy Enstitülerindeki keman derslerinden sonra geldiğimiz noktaya bakın bir!
SilDinimizin ilk emrini bile yerine getirmiyorlar; OKU!
Sevgi ve saygılarımla.