21 Şubat 2017 Salı

BİR ÖN-TÜRK KENTİ: TROYA…TRUVA

Anadolu Ön-Türk Kültürünün zengin bir parçası olan Troya kentine kısaca bir göz atalım.

Bu konuda sayısız yayın mevcuttur. İleri sürülen ve tartışmalar koparan kentin TROYA ve TRUVA adları arasından biz, TROİA’yı tercih etmeyi -Ön-Türkçeyi esas alarak- düşünüyoruz.

Önce bu iki yazılış şeklinin okuma farklarından ileri gelmiş olduğu kanısındayız:
1. TROİa…Fransızcada (Oİ), uva diye okunur; bu durumda kelime TRUVA şeklini alır. Fakat kelime
2. TROİa .. yani ( Ï ) harfi üstünde 2 nokta ile yazılmışsa bu takdirde, (O Ï ) olduğu gibi (O Ï) olarak okunur, biz onu OY diye seslendiririz, ad, TROYA şekline girer.

· Troya’yı tercih etmemizin nedeni (OY) hecesi ve bunun İnanç anlamını vermesi ve pek çok metinlerde geçmesidir. Bu konuda en kudretli iki örnek Ön-Atalarımızın İstanbul başkent olmak üzere kurdukları ilk devletin adının

· OY-URUM ATIN oluşu, başkent olan İstanbul’a da
· OY-OĞ adının verilmiş olmasıdır… Bilimsel metinlerde TROYA’nın tercih edildiği görülür, WİKİPEDİ buna bir örnektir.
Troya’nın kullanılan bir öteki adı, VİLUŞA’dır. Bunun, LUVİ’ce olduğu iddia edilir.  Fakat Ön-Türkçe okunduğuna göre şehrin esas halkı Ön-Türklerdir.

Viluşa , UV – İL – UŞ/A diye okunur ; kutsal – halk – yönetim/i anlamını verir.
Ayrıca buna, rahmetli Üstat Kâzım Mirşan’ın okuduğu iki Ön-Türkçe cümleyi de ilâve edebiliriz:
· İlk yazıt, OQ halkının Tanrıyla özdeşleşmesini
· İkinci yazıt, “işbu yazıt Kral anısıdır” cümlesini içerir. Bu yazıtlar, H.Schlieman’ın bulmuş olduğu ve Ermitaj Müzesi 1983 kataloğunda 2444 ve 2445 sayı ile yer almış olan yazıtlardır.

Tübingen Üniversitesinden, Troya kazılarını yürütmüş, Göbeklitepeyi ortaya çıkarmış olan Prof.M. Korfman’ın ileri sürmüş olduğu bilgiler arasında 4 öğe Ön-Türk Kültürünü meydana çıkarır (Arkeolog.N. Bayçin)

· Antik Yunan Kültürüne değil, Ön-Türk Kültürüne ait olduğunu açığa çıkarmaktadır:
1. Troyalılar asillerin naaşlarını yakarlar (Ön-Türk Ateş Kültü)
2. Küllerini küp kaplara koyarlar
3. Yunanlılarla savaşta kentten kaçanlar arasında TURCİ’ler vardır
4. Troyan’ın esas adı, VİLUŞA’dır

Küp kaplardan birinin göğsünde TÖRT OQ ONG damgası vardır: Dört Öğede Başarı yani, ölümsüzlük

TAHTA AT MASALI: Kenti bir türlü alamayan Grekler, tahtadan büyük bir at yapmışlar, içine saklanan Grek askerleri fırsat bulduklarında attan çıkıp kentin kapıların açmışlar ve Grek askerleri kolayca içeri girmişler..imiş?!

Gerçek bambaşkadır: Şehri bir türlü alamadıkları esnada büyük bir deprem olmuş şehir yıkılmış, yangınlar başlamış, Grek askerleri bundan faydalanark Troya’yı almışlardır. Bu ayıplarını örtmek için herkesin hayalini harekete geçiren tahta at masalını uydurmuşlardır ( E. Akurgal, Les Trésors de la Turquie ,Skira, 1966 Genéve)
Kısacası TROYA Ön-Türk Kültüründe bir kenttir, Bir Ön-Türk Kentidir.

Bu kısa bilgileri 2018 yılını Troya, ya da Truva yılı yapmak isteyen Çanakkalelilere sunuyorum.

Halûk Tarcan (CNRS)

4 yorum:

  1. Merhabalar.
    Gerçekleri hep saklayarak, gerçeklerin üzerlerini örterek nereye kadar varabilirler ki, madem TROYA bir ÖN-TÜRK kentidir. Devletimiz neden bu konuyu sahiplenip, vatandaşlarını aydınlatmıyor, bilgilendirmiyor. TROYA filmini sık sık izlerim. Bu filmi çok severim. Ama ilk defa sizin bu paylaşımınızda gerçekte tahta atın kullanılmadığını öğrenmiş bulunuyorum. Bizim tarihçilerimiz bu konuyu bilmiyorlar mı? Bakın 2018 yılının TROYA ya da TRUVA yılı yapmak isteyen Çanakkaleliler ayakta mı uyuyorlar. Aman Allah'ım nasıl bir milletiz biz, bir türlü anlayamadım.
    Bu yararlı paylaşımınız için size teşekkür ederim. Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Üstadım, Emperyalizmin ağır baskısı altında olduğumuz için, sürekli bize gerçekleri değil, onların görmemizi istediği şeyleri izlemek ve bilmek zorunda bırakılıyoruz. Aziz Atatürk'ün, 7000 yıllık ana yurdumuz dediği Anadolu'nun tarihini dahi bilmiyor ve öğretmiyoruz. Çok değerli bilim adamlarımızın bu çoban ateşlerini yaymak bizim görevimiz. Ne denli çok kişiye ulaşır isek, ne kadar çok insanımız "aydınlanma gözlüğünü" takar ise o kadar Atatürk genci olur ve onun işaretlediği hedeflere ulaşabiliriz.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  2. Maalesef bu tür konular magazinsel bir değer taşımadığı için haberlerde yada tv programlarında pek yer bulamıyor. Hele hele siyasetin bile magazinsel bir havaya büründürülüp yayınlanması bile en güzel örnek. güzel bir bilgilendirme yazısı olmuş. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herşeyi batının bize taktığı at-gözlüğü ile görmeye çalıştığımız sürece gerçekleri görme şansımız ne yazık ki yok.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil