4 Kasım 2016 Cuma

“MİSTİK DOĞUM” – SANDRO BOTTİCELLİ

Yüzyılın sonlarına doğru Medici hanedanının çöküşü ve Savanarola’nın yakılışı ardı ardına gerçekleşip Fransız birlikleri de İtalyayı baştan başa kat edince Botticelli derin bir ruhani kriz geçirir. Mistik doğum’un üzerindeki uzun Yunanca yazıt şu sözlerle başlar: “Ben Alessandro bu resmi 1500 yılının sonuna doğru, İtalyanın içinde bulunduğu kargaşanın ortasında, zamandan sonraki yarım zamanda yaptım…” 1500 gibi önemli bir yılın belirtilmiş olması, bu resme binyılcı bir anlam yükler. Nitekim bu tuval, dünyanın sonunu ilan eden bir kehanet havası taşır. Merkezdeki  Meryem ana, Oğul ve Aziz Yahya grubu, perspektif kurallarının en temelini ihlal ederek ön planda birbirlerine umutsuzca sarılan katı melek figürlerinden daha büyük boyutlu olarak resmedilmiştir.

Dolayısıyla neredeyse Ortaçağa ve her halukarda aklın gerekçelerine karşı,inancın gerekçelerine bir dönüş yaşanır. Yukarıda, gökte dans eden melekler olmayacak derecede uzun figürlere sahip olup saf birer ruhtur, kulübenin üzerindekiler ise, başka yerden kesilip yapıştırılmış gibi durur; kasti olarak kupkuru ve eski tarz olan bu Doğum, Leonardo’nun yumuşak renk geçişleri alanındaki yeniliklerine bu kadar uzak olamazdı. Botticelli’nin, Medici ailesini Müneccim Krallarla neşeli maiyeti olarak tasvir ettiği 1475 tarihli Müneccim Kralların Tapınması artık çok uzakta kalmıştır. Doğa bile inancın kurallarına boyun eğer ve kayalar kulübeye destek sağlar.


(Umberto Eco, Ortaçağ IV. Cilt sayfa 833)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder