KİTABIN ADI
|
Faşizm,
Irkçılık, Ayrımcılık Yazıları
|
KİTABIN YAZARI
|
Sibel Özbudun- Temel
Demirer
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
-
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
Ütopya Yayınevi
|
KİTABIN BASKI YILI
|
2016
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
1. Baskı
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
403 syf
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
9,5/10 (Birkaç dizgi hatası var)
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
0
|
Kitabın kapağında, en sevdiğim yazarlardan Umberto Eco
ve Bertolt Brecht’in yanı sıra, Samir Amin, Pierre Milza ve William R. Robinson
gibi yazarların yazılarının bulunduğu güzel bir seçki olduğunu görerek güzel
bir kitap okuyacağım hevesi ile kitabı almıştım.
Ancak kitap ilerledikçe, yukarıda adı geçen 5 yazarın
toplamı belki 70-80 sayfa tutan yazılarının dışında kitabın hazırlayıcı iki
kişinin bolca yazılarının bulunduğunu gördüm. Temel Demirer’in yazıları beni
fazla rahatsız etmese de Sibel Özbudun’un kitabın sonlarında yer alan bir
makalesinde nasıl bir zihniyetle karşılaştığımı anladım. Kendi adıyla çıkarsa
idi birkaç yüz kişinin alacağı kitapta aşağıdaki fikirlerini, Umberto Eco ve
Bertolt Brecht isimlerinin arkasına saklanarak okuyanlara empoze etmeye çalıştığı ortaya
çıktı;
“…Ermeniler, Osmanlı toplumunda, uygulanan etnik
temizlik ve ‘sermayeyi Türkleştirme’ politikaları doğrultusunda trajik bir
soykırıma uğratıldılar. Cumhuriyet rejimi ise soykırım faillerini taltif edip
Ermeni mülklerinin yağmalanmasını resmileştirerek bu politikaya sahip çıktı,
sürdürdü… Bu tarihsel gerçeği ‘ama’sız, ‘fakat’sız kabul etmek, benim için,
Ermenileri sevmek ya da savunmaktan bağımsız olarak, sosyalist bilinç ve
vicdanımın gereğidir.
Benzer
biçimde, PKK, Anadolu Kürtlerinin varlığı ve (ayrılmak dahil) hakları için
mücadele eden bir örgüttür. Ulusların kaderini tayin hakkını ilkesel olarak
kabul eden sosyalist dünya görüşüm nedeniyle, anti-PKK bir konumu benimsemem mümkün
değildir, olamaz. Ancak ne Kürtler ne de PKK –benim bildiğim kadarıyla- Kürt
toprakları üzerinde yaşayan herhangi bir kendiliğin ortadan kaldırılması ya
da etkisizleştirilmesini, kuşatılmasını, mülksüzleştirilmesini öngörmekte
değildir…”
Bu maskeli süvarilerin gerçek amacını fark etmeniz dileğiyle…
|
Merhaba Mehmet Bey,
YanıtlaSilBir defa gerçek bir yazar ve düşünür fikirlerini, birilerinin arkasına sığınarak yaymaya çalışması demek oluyor ki; bu kişinin dışarıdan ısmarlama birisi olduğuna sıkı bir kanıt... Dahası kendisini "solcu" olarak tanımlayan birisi, emperyalistlerle işbirliği içerisinde veya emperyalizme hizmet edecek söylemlerde ilkesel olarak bulunmaz. Dolayısıyla baştan ilkesel davranmayan bir şahısın kitapta yazdıkları öyle bir şey.. Yani dayatmadan öteye geçmeyen, emperyalistlerin bölgesel tasdikçiliğini yapan "yazar"... Uyarınız okuyuculara faydalı olmuştur. Saygılar...
Beni yaralayan yönlere tekrar değinmişsiniz. bugüne kadar sol dünyada adı bile geçmeyen bir insanın sol ve sosyalizm adına 'kabul'leri benim açımdan can yakıcı. Emperyalist gevezelikleri ülkemizde ne yazık ki müşteri bulabilen kişiler destekleniyor ve kabul görüyor.
SilGeçmişte ve hala sola yakın bir insan olarak bugün dünyaya baktığım tek gözlük "Atatürkçülük". Sonuna kadar da öyle kalacak.
Sevgi ve saygılarımla.
Ooo! Hakikaten ünlü isimlerin arkasına sığınmış. Sizin yazınız olmasa ben merakla bu kitabı alabilirdim ve inanılmaz pişman olup sinirlenebilirdim.
YanıtlaSilBu tür kişileri tanımak ve tanıtmak gerekir ki, tuzaklarına düşmemek gerekir. Yaşamımızdaki tek rehberimiz Mustafa Kemal'in solmayan ışığı.
SilSevgi ve saygılarımla.
Özellikle bu günlerde, en sevmeyen insanların bile Atatürk'ün sözlerini tekrarladıklarını düşünürsek. Haklısınız. Aklın yolu bir aslında.
SilSaygılar...
Bahsettiğiniz değişimi görmek gerçekten şaşırtıcı. mutlaka eşeği kaybedip sonra bulmak mı gerekiyor?
SilSevgi ve saygılarımla.