SAN MARİNO (Repubblica di San Marino)

Gezimizin yedinci gününde çok zorlu bir gezi planımız var. Sabah San Marino’yu görüp daha sonra batıya hareket ederek oldukça sıkıntılı bir yol üzerinden Arezzo’ya uğrayıp akşama Floransa yakınındaki konaklamamız olan Cavriglia’ya ulaşmayı hedefliyoruz.

Sabah otel sahibimiz Antonio’nun hazırladığı oldukça güzel kahvaltımızın ardından Rimini’de araçla kısa bir şehir turu yaptıktan sonra 25 kilometre mesafedeki San Marino’ya doğru yola çıkıyoruz. San Marino, İtalya toprakları içinde Vatikan’dan sonra bağımsız toprak sahibi olan ikinci minik devlet. İlk kez 3 Eylül 301 yılında Roma İmpataroru Diokletianus’un işkence ettiği Hıristiyan taş ustalarından Dalmaçyalı Marinus ve arkadaşları tarafından kurulan,  San Marino dünyanın en eski devletlerinden birisi.  Denize kıyısı olmayıp bir dağ yamacında birkaç köyden oluşan 61,2 kilometrekare yüzölçümlü bir minik devlet. 13. Yüzyılda cumhuriyet olur. Kenti 1503’de Cesare Borgia işgal eder. 1739’da bu kez Vatikan işgali başlar. 1815 Viyana kongresi ile bağımsızlığı kabul edilir. Garibaldi’nin İtalya’yı tek bayrak altında birleştirme mücadelesine katılmaz.

San Marino 1923-1943 arası San Marino Faşist Partisi egemenliğinde kalır. İngiltere’ye savaş ilan etse de savaşa katılmaz. Mussolini’nin düşmesinden sonra hükümeti tarafsızlığını ilan eder. İngilizler tarafından 26 Haziran 1944’de bombalanır. Eylül 1944’de Almanlar işgal eder. San Marino’da 1945-1957 arasında bu kez Komünist Parti-Sosyalist Parti koalisyonu tarafından yönetilir. San Marino kente 90 kilometre uzaklıktaki İmola yarış pisti ile ünlüdür. Rimini’de bulunan Federico Fellini Havalimanı İtalya Hükümeti ile beraber San Marino Devleti’ne de bağlıdır.

Gümrüksüz fiyatları ile alışveriş cenneti kabul edilmekte. Şehre girdiğinizde sürekli yükselen varyant yolu ile kente doğru çıkarken yol kenarında otoparklar bulunmakta. Fazla yürümemek için teleferiğin hemen altındaki otoparka kadar çıktık. O gün Pazar olduğu için oldukça dolu otoparkta biraz uğraşarak aracımızı park ettikten sonra teleferikle kaleye doğru yükselmeye başladık.

Mesafe oldukça kısa olmasına rağmen (150-20 metre kadar) çıkış oldukça dik olduğundan her aşamada çok güzel manzaralar belirdi. Kale kısmı oldukça yüksek irtifada olduğundan ısı çok düşüktü. 3-5 derece civarındaki ısı ve zaman zaman yağan yağmur ile birleşince kale tamamen sisle kaplandı. Hiçbir manzara göremeyeceğimizden kaleye çıkmaktan vazgeçip yaklaşık 1 saat kadar alışveriş için çevreye dağıldık. Yerel şarap ve Limonicello’ları çok ünlü. Ayrıca çikolatalar inanılmaz derecede ucuz. “Bıçak” yöreye ilişkin turistik satış malzemeleri arasında. Yolunuz düştüğünde 1-2 saat alışveriş molası vermenizde fayda var.