| 
   
KİTABIN ADI 
 | 
  
   
Henri Brulard’ın Yaşamı (Vie  de Henry Brulard) 
 | 
 
| 
   
KİTABIN YAZARI 
 | 
  
  
Stendhal
 | 
 
| 
   
KİTABIN ÇEVİRMENİ 
 | 
  
   
İsmail Yerguz 
 | 
 
| 
   
KİTABIN YAYINEVİ 
 | 
  
   
Islık Yayınları 
 | 
 
| 
   
KİTABIN BASKI YILI 
 | 
  
   
2014 
 | 
 
| 
   
KİTABIN BASKI SAYISI 
 | 
  
   
1. Baskı   (Orijinal 1. Baskı 1890) 
 | 
 
| 
   
KİTABIN SAYFA SAYISI 
 | 
  
   
326 syf 
 | 
 
| 
   
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ 
 | 
  
   
10/10  
 | 
 
| 
   
KİTABIN YAZIM-DİL
  KALİTESİ 
 | 
  
   
10/10   
 | 
 
| 
   
KİTABIN
  EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ 
 | 
  
   
10/10   
 | 
 
| 
   
Gerçek adıyla Marie-Henri Beyle (Stendhal)
  ülkemizde “Kırmızı ve Siyah” ve “Parma Manastırı” adlı iki romanıyla tanınır. 
Orduda görevli bir akrabasının yardımıyla rütbe
  ile orduda görev almış olmakla birlikte genellikle yazma dışında bir uğraşı
  olmamıştır. 1835-36 yıllarında yazdığı el yazmaları ile kendi hayat
  hikayesini özetlemiştir bu kitapta. Elyazmaları değişik defterlerde ve
  karışık vaziyette iken derlenerek ancak 1890’da basılabilmiş. Kitabın
  ilerleyen sayfalarında bazen atlayan konulardan ve bazen okunamayan kelimeler
  sebebiyle bırakılan boşluklar görüyorsunuz. 
Annesini çok küçük yaşta kaybeden Stendhal,
  babasıyla hiçbir zaman kaynaşmayan ve samimileşmeyen bir yaşam sürmüş, teyzesi
  ile onun ölümüne kadar sürekli çatışmış, sadece onu çok seven dedesini gerçek
  anlamda sevebilmiş. 
Yaşadığı kenti sevmeyen Stendhal dedesinin bir
  akrabasını aramasıyla çok sevdiği ve yaşamak istediği Paris’e gider… 
Bir yazarın kimi buruk kimi ilginç yaşam
  notlarından kesitler göreceğiniz kitap büyük bir samimiyet ve içtenlikle
  yazılmış. Meraklısının okuyacağı bir eser. 
“Hemen
  her romancının adıyla özdeşleşen bir başyapıtı vardır. Bu nedenle Stendhal
  dendiği an akla Kırmızı ve Siyah gelir. Kırmızı ve Siyah'ın Julien Sorel'inin
  Napolyon tutkusu, aşkları, okul hayatı okuyucuyu derinliklere çeker. Trajik
  son gerçekleştiğinde okur, gerçek bir yakınını kaybetmiş gibi hisseder
  kendini; ister istemez, romanın örgüsünü yeniden düşünür, trajediyi üreten
  koşulları yeniden sorgulama ihtiyacı duyar. Stendhal'in ne kadar büyük bir
  romancı olduğunun göstergesidir bize armağan ettiği, ya da bizi tanıştırdığı
  diyelim, bu kahraman. Daima merak konusudur yazarın hayatının esere sızıp
  sızmadığı. Böylesi bir merak okurun farklı mecralara yönelmesini de sağlar.
  Stendhal kimdir, romanlarını nasıl yazmıştır, onun kaleminin itici gücü
  nedir? Sorular elbette çoğaltılablir. 
Elinizdeki kitapta Stendhal (gerçek adı Marie-Henri Beyle) çocukluğundan başlayarak kendi hayatını anlatmıştır. Kitabın kadrosunu ağırlıklı olarak kendi ailesi oluşturur. Bir yazarın, aşklarını, özlemlerini, okul yaşamını anlattığı özyaşam öyküsel bir başyapıt üretirken roman sanatının iç dinamiklerinden ödün vermemesi oldukça zor olsa gerek. Ancak Stendhal baştan sonra belleğine güvenerek okuruyla dürüst bir ilişki kurmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Yazarlığına ve üretkenliğine yönelik kaygılarını da başarıyla dahil etmiştir yer yer eksiltili anlatımına. Tüm bunlardan yola çıkılarak Henri Brullard'ın Yaşamı'nın onun diğer eserlerinin yeniden anlamlandırılmasına yardımcı olacağı açıktır. Stendhal'in 1835-1836'da yazdığı bu başyapıt ne yazık ki ancak 1890'da yayımlanabilmiştir.” (Tanıtım Bülteninden)  | 
 


Merhaba Mehmet Bey,
YanıtlaSilStendhal'ı "Kırmızı ve Siyah" ile tanıdım. Daha doğrusu Fransızca kısaltılmış olarak okumuştum. Sonra Türkçe yazılı bu romanı ayrıntılı okudum... "Parma Manastırı" yazarın kendisini evine kitleyerek yani inzivaya çekilmiş halde,-1838'de ve de 2 ayda- yazmış olduğu bir roman olarak okuyucularına sunulmuştur. Bu kitabını tanıtımınızla öğrenmiş oldum... Saygılarımla
Bu kitap ülkemizde çok tanınmayan, Stendhal meraklılarının bildiği, ama yazarın gerçek dünyasını tanımak bakımından çok önemli bir kitap.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.