17 Temmuz 2014 Perşembe

SANDIĞA TIPIŞ TIPIŞ GİTMEK

Birkaç gün önce haberlerde bu sözcüğü işittiğimde kulaklarıma inanamadım. Önce “dil sürçmesidir” diye düşündüm. Ama ertesi gün sayın genel başkan aynı sözcüğü tekrar kullanınca doğrusu söylenen lafı hazmedemedim. Bugün bir de, sevdiğim bir yazarın “plaj lobisi” kelimesi kullanması üzerine bu yazıyı yazmam farz oldu.

Blogda fazla siyasi yazı yazmam. Hatta belki de hiç yazmadım. Kimin hangi düşüncede olduğuna bakarak değerlendirme yapmam. Ama, belli bir görüşte tarafım, bunu her fırsatta dile getiririm. Mustafa Kemal’in ulusumuza bir nimet olduğunu, onun ilke ve devrimlerine sonuna kadar bağlı olduğumu ve bağlı kalacağımı açık ve net her fırsatta dile getiririm. Bunun ötesinde kendimi hiçbir partiye bağlı hissetmem. Zaten partili olduğun an belli kalıplara göre hareket etme zorunluluğun olduğu için bir an gelir patlayacak hale gelirsin.

“Tıpış tıpış” sözü üzerine şimdi istemediğim halde siyasi bir yazı yazıyorum. Önümüzdeki 10 Ağustos seçimlerinde 3 aday var. Ancak, anayasaya konan garip ve anlamsız bir kural sayesinde sadece 20 tane milletvekili bir araya gelerek bir kişiyi aday gösterebiliyor. Yani milyonları temsil eden sendikaların, odaların –ve hatta binlerce üyesi olan spor kulüplerinin- aday belirleme ve gösterme şansları yok. Elbette, meclisteki milletvekilleri de genel başkanlarının sözünden çıkamadığı için bugün ülkemizde sadece mecliste grubu bulunan 4 adet siyasi partinin başkanları dışında aday belirleme yetkisine sahip hiç kimse yok. Buna da ülkemizde “demokrasi” deniyor.

Belirlenen 3 adayın elbette her birisi hakkında kişisel görüş ve düşüncelerim var. Ancak bunların, bu yazıyı okuyanları fazla ilgilendirmediğini düşünüyorum. Adayları seversiniz, sevmezsiniz elbette takdir size aittir. Fakat bu yazıyı yazmaktan amacım bu 3 adayın kişilikleri de değil.

Bunca kısıtlı kişi tarafından belirlenmiş 3 adaydan birisine oy vermek zorunda olduğumun bana hissettirilmeye çalışılması asıl ağırıma giden husus. Pek çok yazar ya da baskı grubu da yazılı ve görsel basında oy kullanmanın zorunluluğundan, sandığa gidilmemesi halinde bunun birilerine yarayacağından dem vurmakta ve sandığa “tıpış tıpış” gitmemiz, gitmezsek “plaj lobisi” olacağımızı sürekli ifade ediyorlar. Bu açık vurgulamalara rağmen “kırk katır” mı, “kırk satır” mı tercihi yapmak zorunda değilim diyorum. Ağzımdaki baklayı çıkarayım;

- Bu sistemle demokratik bir seçim yapılacağına inanmıyorum. (İstisnası, görüşlerime uyan bir aday olması halinde “oy verme” hakkımı kullanabilirdim, ama seçimin anti-demokratik seçim olduğuna inancım devam ederdi)

- Hiçbir parti başkanının, yazarın ya da demokratik kitle örgütünün beni “tıpış tıpış sandığa gitme” zorlamasına ya da gitmezsem “plaj lobisi” ne katıldığım suçlamasına izin vermem. Bunun ben de dahil benim gibi düşünenlere yapıştırılmasına karşıyım.

- Tüm demokrasilerde “sandığa gitmeme” de “geçersiz oy kullanma” da demokratik haklardan birisidir. Bu tercihlerde bulunanlara böyle yaftalar yapıştırılması çirkindir ve anti-demokratiktir. Hiçbir kişinin, makamın, özgür bireyin iradesine baskı yapma özgürlüğü bulunmamaktadır.

SONUÇ OLARAK, en demokratik hakkımı kullanarak sandığa gitmiyorum ve hiçbir biçimde kendime yakın hissetmediğim adaylara oy vermek zorunda olmadığımı, bunun da anayasal haklardan kaynaklanan özgür bir tercih olduğunun bilinmesi gerektiğini sayın demokrat (!) siyasilere ve yazarlara iletmek istiyorum.

(Jose Saramago’nun “Görmek” adlı kitabını, okumayanlara, sırf bu konuyla ilgili olduğu için okumalarını hararetle öneriyorum. Lütfen, seçimden önce okumaya çalışın)

4 yorum:

  1. bütün sözlerinize canı gönülden katılıyorum.Bir partiye oy vermek kadar oy vermemek , vermek istememek de hakkımız değil mi?Görüşlerimizin tam karşılığı olmayan bir dolu insana, her seçim gidip istemeyerek te, kötünün iyisi diyerek oy vermekten sıkıldım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşlerimde yalnız olmadığımı görmek beni mutlu etti. Gelecekte demokrat bir Türkiye'ye kavuşma temennisi ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

      Sil
  2. Çok haklı bir yazı! Tamamen katılıyorum. Ancak ben yine de gideceğim sandığa, yine de aksine içim el vermiyor:( Zaten her ama her seçimde kullanıldığımızı hissederek gidiyorum sandığa. Bu kez de farklı olmayacak ne yazık ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nazik yorumunuza candan teşekkürler. Umarım çabanız yerini bulur. En büyük temennim halkın ortada dönen tüm yalanların farkına bir gün varması.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil