KİTABIN ADI
|
Keklik
|
KİTABIN YAZARI
|
Fakir
Baykurt
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
-
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
Literatür Yayınları
|
KİTABIN BASKI YILI
|
1975, Literatür’de 2008
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
1.Baskı
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
341 syf
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
10/10
|
1960 ‘lı yıllar, Türkiye’nin yavaş yavaş ABD’nin sarmalına girdiği, ilk kez yabancı ülkelere işçi göçü verildiği, yine ilk demokrat anayasanın uygulamaya konulduğu, köyün modern yaşama açılmaya başladığı, sol fikirlerin ilk kez özgürce dile getirilebildiği yıllar. Yani sancılı yıllar. Aynı zamanda köy konulu romanların edebiyatımıza girdiği bu yılların parlayan yıldızların Fakir Baykurt’un romanlarının bir çoğunu küçükken okumuştum. Ne var ki kitaplığımda hiçbir kitabının bulunmadığını, Seda’nın bloğuna yazdığım bir yorumumda fark ettim. Literatür Yayınları tarafından tüm kitaplarının yeni baskısının yapıldığını gördüğüm Fakir Baykurt’un ilk alıp okuduğum romanı: Keklik. Yaşar, 13 yaşında küçük bir Ankara köylüsüdür. Bir kekliği yakalayıp eğitmiş “Elcik” yapmıştır. Salsa da bir yere gitmediği kekliği ötüşüyle tüm keklikleri yanına getirdiği için tüm avcıların gözdesidir. Bir gün köye gelen Amerikan mühendis Harpır, keklik avında elcik kekliği çok beğenince para verip almak ister. Yaşar vermez kaçırır. Ama babası Seyit, köyden kurtulup Harpır’dan bir iş umuduyla kekliği götürüp Harpır’a hediye eder. Elvan Çavuş, torunu Yaşar’ın ağlama ve yakarmasına dayanamaz ve kekliği almadan dönmemeye yemin ederek, Yaşar’la birlikte Ankara’ya gider… 1960-1970’lerin mükemmel bir Türkiye panoraması Keklik romanının perde arkasında. Fakir Baykurt’a derin saygıyla… |
Fakir Baykurt (Asıl
adı Tahir'dir) (15 Haziran 1929; Yeşilova, Burdur - 11
Ekim 1999, Essen), Türk yazar ve sendikacıdır.
Çocukluğu
Fakir Baykurt (Asıl adı
Tahir'dir) Burdur'un Yeşilova ilçesine
bağlı Akçaköy'de
doğdu, Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929
yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; “1929 doğumlu olduğum doğru.
Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp
eve gelmiş. Haziran ortasıdır...” Tahir Baykurt’un annesinin adı Elif ve
babasının adı Veli’dir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen
Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akçaköy İlkokulu'na
başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı
Osman Erdoğuş tarafından Balıkesir iline
bağlı Burhaniye' ye götürülür ve orada dayısının
yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşı'nın
başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköy’e dönerek okula devam
etme imkânı bulur. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda
şiir yazmaya başladığı dönemdir.
Köy Enstitüsü
yılları
İlkokulu bitirdikten sonra Isparta Gönen Köy Enstitüsü'
ne yazılır. Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar,
kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçe'ye çevrilen klasikleri okur. Fakir
Baykurt Köy enstitüsündeki yıllarını ve kendisine kazandırdıklarını şu
şekilde anlatmıştır;
Bu yıllarda Bursa
Cezaevi'nde olan Nazım Hikmet’in şiirleri ise gizli gizli
yayılmaktadır. Tahir Baykurt da bu dönem Nazım Hikmet’in şiirlerini bulur ve
gizli gizli okumaya başlar.
Köy enstitüsü yıllarında ilk
şiiri Fesleğen
Kolum Eskişehir’ de çıkan Türke
Doğru dergisinde
çıkar. Edebiyata olan ilgisinden dolayı enstitüde de kitaplığın yönetimine
seçilir ve daha fazla okuma fırsatı bulur. 1947 yılında Köy
Enstitüleri ve Kaynak
Dergisi' nde şiirleri çıkar ve bu yıllarda once şiirlerinde daha sonra
tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullanmaya başlar. Köy enstitüleri
üzerindeki baskıların artması ile birlikte tüm enstitülere daha baskıcı
yönetimler atanmaya başlar. Bu dönemde enstitüler daha önceki birçok
özelliğini yitirmeye başlarken eski öğrencilerin yaşam alışkanlıkları da bu
yeni yönetimlerce sorun olmaya başlar. Fakir Baykurt da yeni atanan müdürle
sorunlar yaşar ve defalarca kovuşturmaya maruz kalır. Ancak 1947 yılında Köy
enstitüsünü başarı ile bitirir ve Yeşilova’ nın Kavacık
Köyü' ne öğretmen olarak
atanır.
Öğretmenlik
ve yazarlık yılları
1951 yılında ölene kadar
birlikte olacağı Muzaffer Hanım’la evlenir. Bu yıl ayrıca körbağırsağı patlar
ve iki kez ameliyat olur. Öğretmenliği Dereköy’ e aktarılır. Üzerindeki baskılar
devam eder, savcılıkça evine baskın yapılır ve kovuşturma geçirir. 1953
yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’
ne girer ve bir sene sonra bu sefer Gayret
Dergisi’ nde çıkan bir yazısı nedeni ile yargılanır. 1955 yılında
Gazi Enstitüsü' nü de başarı ile bitirirerek Hafik’ de açılan ortaokula atanır. Aynı yıl ilk kitabı
olan Çilli yayınlanır.
1957 yılında askere alınır ve Ankara Piyade Yedek
Subay Ortaokulu’
na öğretmen olarak atanır. İlk kızı Işık da bu yıl dünyaya gelir. 1958
yılında ilk romanı Yılanların Öcü, Cumhuriyet gazetesinin
açtığı Yunus Nadi Roman Ödülleri' nde birinci olur.
Ancak roman nedeni ile hem Baykurt hem Cumhuriyet Gazetesi kovuşturma
geçirir. Baykurt bu dönemden sonra Cumhuriyet Gazetesi’ nde yazmaya başlar.
Askerlikten sonra Şavşat Ortaokulu'na
öğretmen olarak atanır ve ikinci kızı Sönmez dünyaya gelir. Yılanların
Öcü adlı romanı da Remzi Kitabevi tarafından
basılır. Ardından Köy ve Eğitim Yayınları tarafından Efendilik
Savaşı adlı
kitabı yayımlanır. Cumhuriyet’teki bazı yazıları yüzünden öğretmenlikten
alınıpAnkara’ da Milli Eğitim
Bakanlığı Yapı
İşleri Bölümü’ nde görevlendirilir. Sürüp giden yazıları ve Yılanların
Öcü romanı yüzünden Bakanlık buyruğuna
alınarak cezalandırılır. Altı ay açıkta kaldıktan sonra 27 Mayıs 1960’ta
Ankara İlköğretim müfettişliğine atanır ve aynı yıl Efkar Tepesi adlı
kitabı basılır.
1961 ve 1962 yıllarında
yazarın Yılanların Öcü adlı
romanı tiyatroya ve filme uyarlanır.
Tiyatro gösterimi yasaklanır, film ise ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in konuya el koyması ile
gösterime girer; ancak filmin gösterimi sırasında olaylar çıkar. Bu yıl
ayrıca yazarın Onuncu Köy, Karın
Ağrısı, Irazca'nın Dirliği kitapları
yayımlanır. Bir sene sonra yazarın oğlu Tonguç dünyaya gelir. Baykurt Amerika
Birleşik Devletleri'ne giderek, Bloomington'daki Indiana Üniversitesi'nde
göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi
görür. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini
sürdürür. Onuncu Köy Bulgarcaya çevrilir
ve kitapları Bulgaristan'da Türkçe olarak da basılır. Yılanların
Öcü ileIrazca'nın Dirliği de Almanya’da, Die
Racheder Schlangen adıyla
basılır. Yılanların Öcü Rusçaya çevrilir.
Türkiye
Öğretmenler Sendikası
1965 yılında TÖS'ün kuruluşuna katılır ve genel başkan
seçilir. 1966 yılında İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak yeni
kurulan Milli Folklor Enstitüsü’ nde uzman olarak atanır. Kaplumbağalar ve Amerikan
Sargısı romanları
yayımlanır. 1967 yılında Onuncu Köy adlı eseri de Rusçaya çevrilir. Yazıları
ve TÖS’ teki çalışmaları yüzünden sık sık kovuşturma geçiren Baykurt Gaziantep’ in Fevzipaşa bucağına
sürülür. TÖS “Devrimci
Eğitim Şurası” nı düzenler. Bir yıl sonra da TÖS “Büyük
Eğitim Yürüyüşü”nü bir sene sonra da Genel
Öğretmen Boykotu’ nu düzenler. Bu faaliyetlerinden sonra tekrar
görevden alınarak bakanlık emrine alınır ancak Danıştay kararı
ile görevine geri döner. 1970 yılında Fevzipaşa’dan Ankara’yaOrtadoğu
Teknik Üniversitesi Halkla
İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirilir. Anadolu
Garajı ve Tırpan kitapları
yayımlanır. Tırpan ve Sınırdaki
Ölü ile TRT
Ödülleri' ni kazanır. Ardından Onbinlerce
Kağnı adlı
kitabı yayımlanır.
Sıkıyönetim
yılları
1971’de ordunun yönetime el
koyması ile başlayan sıkıyönetim döneminde
Baykurt iki kere gözaltına alınır. Aynı yıl Tırpan ileTürk Dil Kurumu Ödülü'nü
kazanır. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara
Merkez Cezaevi'ne aktarılır. 1973 yılında Can
Parası ve Köygöçüren basılır.
Baykurt’un yurt dışına çıkışı da yasaklanmıştır. 1974 yılında İçerdeki
Oğul basılır. Keklik romanını
yazar. Can Parası ile Sait Faik Ödülü'nü
kazanır. Askeri Yargıtay’da
TÖS Davası’ndan beraat etder. Sınırdaki Ölü ve Keklik kitap olarak basılır.
1976 yılında Sakarca basılır.
Emeklilik
Yılları
Sosyal
Sigortalar Kurumu’ndan emekli olan Baykurt Madaralı Roman Ödülü’
nün kuruluşuna yardımcı olur. 1977 yılında İsveç’te öğretmen yetiştirme çalışmalarına
katılır ve Yayla romanı
basılır. Frankfurt Uluslar arası Kitap Fuarı’ na
katılır ve Almanya, Hollanda ve İsviçre’ ye geziler yapar, göçmen işçilerle
iletişim kurar. 1978 Yılında Sakarca sahneye uyarlanarak İstanbul Şehir
Tiyatroları' nca oynanır. Kara
Ahmet Destanı ile Orhan
Kemal Ödülü’ nü kazanır ve Kültür Bakanlığı'na danışman olur. 1979
yılında Tırpan adlı eseri de tiyatroya uyarlanır.
Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalya’da oynanır. Baykurt, göçmen işçi
konusunu incelemek üzere tekrar Almanya’ ya gider. Duisburg şehrinde
yaşamaya başlar.Yandım Ali kitap
olarak basılır. Bu dönemde ODTÜ’
de öğrenci olan oğlu Tonguç da tutuklanır. 1980 yılında Tırpan İstanbul Şehir
Tiyatroları'nca da sahneye konulur ve iki mevsim oynanır. Tırpan’dan ötürü
Baykurt ve Taner Barlas, “Avni Dilligil En
Başarılı Yazar” ödülü kazanırlar. Suna Pekuysal da
“En Başarılı Oyuncu” seçilir. Rur
Havzası’nda Türk işçi
çocukları için başlatılan RAA programında görev alır ve bir İngiltere gezisi
yapar. Kızı Işık da bu yıl tutuklanır. Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol
alan sanatçılar “İsmet
Küntay Ödülü” kazanırlar. Tırpan’daki oyunu nedeniyle Suna Pekuysal “Ulvi
Uraz Ödülü”nü kazanır.
1981’de Sakarca İsveç’te
çizgi film yapılır ve Macarcaya da
çevrilir. DDR’de bir inceleme gezisi yapar. Öyküleri Gürcistan’da da kitap olarak basılır.
Kaplumbağalar filminin
senaryo çalışmalarına katılmak üzere İsviçre’nin Neuchatel şehrine
gider. Almanya’daki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri Gece
Vardiyası adıyla
basılır. İşçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri de Barış
Çöreği adıyla
basılır. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda’da iki dilli olarak yayımlanır.
1983 yılındaYüksek
Fırınlarkitap olarak basılır. Oğlu Tonguç’la birlikte Sovyetler
Birliği gezisi
yapar. Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine
veYasnaya
Poliana’ya giderek Lev Nikolayeviç
Tolstoy’un Yurtluğu’nu ziyaret eder.
1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü’nü
kazanır. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca, Yılanların Öcü ile Irazca’nın
Dirliği Bulgarca basılır. Türkiye’de “Barış Derneği İkinci Davası”nda
sanık olarak aranır. 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği
BDI’nin Yazın Ödülü’nü alır. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları
Türkçe ve Almanca olarak basılır. 1986 yılında Duisburg’ta öğretmenliğe başlar ve yurt
dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişimi’nin
yönetiminde görev alır. Duisburg Treni adlı eseri basılır. Kopenhag’ta Dünya
Barış Kongresi’ne katılır aynı yıl Koca Ren basılır.
1987 yılında Keklik romanı 20
öyküsüyle birlikte Rusça’ya çevrilip basılır. Londra’ya bir gezi yaparak Highgate’te Karl Marx’ın gömütünü ziyaret eder. Aynı yıl
aralarında birçok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Mihail Şolohov, Ernest Hemingway, İvan Gonçarov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi
yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı
eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye – Yunanistan Dostluk
Gelişimi’nin Avrupa’da kuruluşunda görev alır. Tiflis’te İlaya
Cavcavadze’nin 150’nci doğum yıld önümü konferansına katılır.
1988 yılında İçerdeki Oğul’u
oyun olarak tekrar yazar. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan
Halvaşi’nin şiirlerini Türkçe’ye çevirir; Kitap Eninde Sonunda
adıyla Almanya’da basılır.
1989 yılında Kuru Ekmek
romanını yazar. İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk
Tiyatrosu’nda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskova’ya
yeni bir gezi yaparak Nazım Hikmet’in evinde ve arşivinde çalışır.
Baykurt ders vermeyi
Pestalozzi Okulu’nda sürdürür. Şiirleri Hollanda’da “Vuurdoorns –
Ateşdikenleri” adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, “KALEM
– Schreiber” dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat
geçirir. 1992 yılında, bugün Literaturcafé
Fakir Baykurt adıyla
varlığını sürdüren Duisburg Edebiyat Kahvesi'ni kurar. Bir Uzun Yol’un
Almanca’sı “Ein langer Weg” adıyla çıkar. Yazar bu yıl bir de Çin gezisi
ertesi yıl da Avustralya gezisi
yapar. 1995 yılında Almanya’da öğretmenlik yaptığı çalıştığı Pestalozzi
Okulu’ndan emekliye ayrılır. Öykü Kitabı bizim İnce Kızlar basılır ve 7
kitaptan oluşan Özyaşam öyküsünü bititir. 10 Mart'ta Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Yardımlaşma Vakfı tarafından
“Fakir Baykurt’a Saygı Gecesi” düzenlenir. Bu yıl Yarım Ekmek romanı da
yayımlanır. 1998 yılında Telli Yol öykü kitabı ile birlikte, “Özyaşam”
dizisinin ilk cildi “Özüm Çocuktur” yayımlanır. Gezi yazılarının bir bölümünü
Dünyanın Öte Ucu (Avustralya Gezi İzlenimleri) adıyla yayımlanır. Benli
Yazılar deneme kitabıyla birlikte “Özyaşam” dizisinin ikinci ve üçüncü
ciltleri (Köy Enstitülü Delikanlı; Kavacık Köyünün Öğretmeni) çıkar. 1999
Nisan genel seçimlerinde Özgürlük ve
Dayanışma Partisi İzmir milletvekili
Adayı olur. 11 Ekim 1999 Pazartesi günü tedavi gördüğü Almanya’da Essen
Üniversitesi Kliniği’nde pankreas kanserine yenik düşerek ölmüştür.
Romanları
·
Yılanların Öcü (1954)
·
Irazcanın Dirliği (1961)
·
Onuncu Köy (1961)
·
Amerikan
Sargısı (1967)
·
Tırpan (1970)
·
Köygöçüren (1973)
·
Keklik (1975)
·
Kara
Ahmet Destanı (1977]
·
Yayla (1977)
·
Yüksek
Fırınlar (1983)
·
Koca Ren (1986)
·
Yarım
Ekmek (1997)
·
Kaplumbağalar (1980)
Öyküleri
·
Çilli (1955)
·
Efendilik
Savaşı (1959)
·
Karın
Ağrısı (1961)
·
Cüce
Muhammet (1964)
·
Anadolu
Garajı (1970)
·
On
Binlerce Kağnı (1971)
·
Can
Parası (1973)
·
İçerdeki
Oğul (1974)
·
Sınırdaki
Ölü (1975)
·
Gece
Vardiyası (1982)
·
Barış
Çöreği (1982)
·
Duirsbug
Treni (1986)
·
Bizim
İnce Kızlar (1992)
·
Dikenli
Tel (1998)
Toplum
ve Eğitim Yazıları
·
Efkar Tepesi (1960)
·
Şamaroğlanları (1976)
·
Kerem ile Aslı (1974)
·
Kale Kale (1978)
·
Kaplumbağalar (1980)
Çocuk
kitapları
·
Topal
Arkadaş
·
Yandım Ali
·
Sakarca
·
Sarı
Köpek
·
Dünya
Güzeli (1985)
·
Saka
Kuşları (1985)
Şiir
·
Bir
Uzun Yol
·
Dostluğa
Akan Şiirler
Aldığı
ödüller
·
1958 Yunus Nadi Roman
Ödülü (Yılanların Öcü)
·
1970 TRT Sanat
Ödülleri (Tırpan)
·
1970 TRT Sanat
Ödülleri (Sınırdaki
Ölü)
·
1971 Türk Dil Kurumu Roman
Ödülü (Tırpan)
·
1974 Sait Faik
Hikâye Armağanı (Can
Parası)
·
1978 Orhan Kemal
Roman Armağanı (Kara
Ahmet Destanı)
·
1979 Tiyatro
79 Dergisi
tarafından Yılın Oyunu Ödülü (Sakarca)
·
1980 Avni Dilligil Tiyatro
Ödülü (Tırpan)
·
1984 Berlin
Senatosu Çocuk
Yazını Ödülü (Barış
Çöreği)
·
1985 Alman
Endüstri Birliği (BDI)
Yazın Ödülü (Gece
Vardiyası)
·
1997 Sedat Simavi
Edebiyat Ödülü (Yarım
Ekmek)
·
1998 Yaşam Radyo Ustalara Saygı Onur
Ödülü
·
1999 Pir Sultan Abdal Derneği
Ödülü
|
Yıllar evvel Tırpan kitabını okumuştum Fakir Baykurt'un.. hemde ortaokulda falandım sanırım. Sevmiştim..
YanıtlaSilDiğer romanlarını da okuma fırsatı bulmanızı dilerim. Sevgiler, saygılar.
SilSevgili Bilgehan Bey, Rahmetli Fakir Baykurt'un okuduğunuz KEKLİK kitabı nedeniyle belleğimi taaaaa 46 yıl öncesine gittim geldim. Önce bu hatırlatmayı yaptığınız ve Fakir Baykurt hakkında uzun araştırmaniz için teşekkür ediyorum. Fakir Baykurt'la çok önceden tanışmış olmamıza rağmen, samimiyetimiz TÖS kuruluşunda ve sonrasında arttı. 1968 TÖS kongresini Kayseri'de başlatmış, Ankara'da bitirmiştik. O kongrede TÖS Genel Merkez yönetim kuruluna seçilmi,ştim. Fakir 'de genel başkan olmuştu. 1972 müdahalesi bizi ayırdı. Fakir Baykurt Ankarada ben de İstanbul'da Maltepede yattım.
YanıtlaSilFakir le en son Almanya'dan dönünce görüştük. Sonra izmir'e gitti.Görüştüğümüzde çok saplıklı idi. Dudaklarından asla gülümseme eksik olmazdı. Son olarak Almanya'dan vefatı haberi geldi. Ne yazık ki cenazesine katılamadım.
Günün bu geç saatinde Sevgili Baykurt'u yaşamaktan memnun oldum. Allah yattığı yeri cennet etsin.
İyi geceler dileği ile BERKİ Ailesine sevgilerimi gönderiyorum.
Değerli hocam, yorumunuza candan teşekkürler. Babam ve bizler 1969'da Kayseri'de idik. Babam da TÖS üyesi idi Ama sendikal görevi var mı idi çok hatırlamıyorum. Önemli ve ülke tarihine not düşülen günlerdi. emekleriniz için sizlere binlerce teşekkür.
SilSevgi ve saygıyla kalın.