7 Temmuz 2014 Pazartesi

HAZİRAN AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 3

 
KİTABIN ADI

Keklik

KİTABIN YAZARI
Fakir Baykurt
KİTABIN ÇEVİRMENİ
-
KİTABIN YAYINEVİ
Literatür Yayınları
KİTABIN BASKI YILI
1975, Literatür’de 2008
KİTABIN BASKI SAYISI
1.Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI
341  syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
10/10 


1960 ‘lı yıllar, Türkiye’nin yavaş yavaş ABD’nin sarmalına girdiği, ilk kez yabancı ülkelere işçi göçü verildiği, yine ilk demokrat anayasanın uygulamaya konulduğu, köyün modern yaşama açılmaya başladığı, sol fikirlerin ilk kez özgürce dile getirilebildiği yıllar. Yani sancılı yıllar.

Aynı zamanda köy konulu romanların edebiyatımıza girdiği bu yılların parlayan yıldızların Fakir Baykurt’un romanlarının bir çoğunu küçükken okumuştum. Ne var ki kitaplığımda hiçbir kitabının bulunmadığını, Seda’nın bloğuna yazdığım bir yorumumda fark ettim. Literatür Yayınları tarafından tüm kitaplarının yeni baskısının yapıldığını gördüğüm Fakir Baykurt’un ilk alıp okuduğum romanı: Keklik.

Yaşar, 13 yaşında küçük bir Ankara köylüsüdür. Bir kekliği yakalayıp eğitmiş “Elcik” yapmıştır. Salsa da bir yere gitmediği kekliği ötüşüyle tüm keklikleri yanına getirdiği için tüm avcıların gözdesidir. Bir gün köye gelen Amerikan mühendis Harpır, keklik avında elcik kekliği çok beğenince para verip almak ister. Yaşar vermez kaçırır. Ama babası Seyit, köyden kurtulup Harpır’dan bir iş umuduyla kekliği götürüp Harpır’a hediye eder.

Elvan Çavuş, torunu Yaşar’ın ağlama ve yakarmasına dayanamaz ve kekliği almadan dönmemeye yemin ederek, Yaşar’la birlikte Ankara’ya gider…

1960-1970’lerin mükemmel bir Türkiye panoraması Keklik romanının perde arkasında. Fakir Baykurt’a derin saygıyla…
Fakir Baykurt (Asıl adı Tahir'dir) (15 Haziran 1929; Yeşilova, Burdur - 11 Ekim 1999, Essen), Türk yazar ve sendikacıdır.

Çocukluğu

Fakir Baykurt (Asıl adı Tahir'dir) Burdur'un Yeşilova ilçesine bağlı Akçaköy'de doğdu, Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929 yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; “1929 doğumlu olduğum doğru. Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp eve gelmiş. Haziran ortasıdır...” Tahir Baykurt’un annesinin adı Elif ve babasının adı Veli’dir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akçaköy İlkokulu'na başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı Osman Erdoğuş tarafından Balıkesir iline bağlı Burhaniye' ye götürülür ve orada dayısının yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşı'nın başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköy’e dönerek okula devam etme imkânı bulur. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda şiir yazmaya başladığı dönemdir.

Köy Enstitüsü yılları

İlkokulu bitirdikten sonra Isparta Gönen Köy Enstitüsü' ne yazılır. Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar, kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçe'ye çevrilen klasikleri okur. Fakir Baykurt Köy enstitüsündeki yıllarını ve kendisine kazandırdıklarını şu şekilde anlatmıştır;
...Köy enstitüsü benim için olağanüstü bir fırsat oldu. İlkokulu bitirdikten sonra gidebileceğim başka hiçbir okul yoktu. Ailemin gücü yetmezdi. Ben okumak istiyordum enstitü benim gibi köy çocuklarını çağırıyordu...

...Klasiklerin en iyi okuru enstitülü gençlerdi. Ceplerimizi ona göre yaptırırdık, kitap sığsın. Kız arkadaşlarımızkoyun kuzu gütmeye giderken, torbaya azıkla birlikte kitap da katardı...
Bu yıllarda Bursa Cezaevi'nde olan Nazım Hikmet’in şiirleri ise gizli gizli yayılmaktadır. Tahir Baykurt da bu dönem Nazım Hikmet’in şiirlerini bulur ve gizli gizli okumaya başlar.
...Kitaplıkta Nazım Hikmet’in kitapları yoktu. Yasaklandığını öğrenince Denizli Çivril’in bir köyüne gidip onları buldum. Nazım’ın yedi kitabını kendi yaptığım defterlere kitap harfleri ile yazıp defalarca okudum.
Köy enstitüsü yıllarında ilk şiiri Fesleğen Kolum Eskişehir’ de çıkan Türke Doğru dergisinde çıkar. Edebiyata olan ilgisinden dolayı enstitüde de kitaplığın yönetimine seçilir ve daha fazla okuma fırsatı bulur. 1947 yılında Köy Enstitüleri ve Kaynak Dergisi' nde şiirleri çıkar ve bu yıllarda once şiirlerinde daha sonra tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullanmaya başlar. Köy enstitüleri üzerindeki baskıların artması ile birlikte tüm enstitülere daha baskıcı yönetimler atanmaya başlar. Bu dönemde enstitüler daha önceki birçok özelliğini yitirmeye başlarken eski öğrencilerin yaşam alışkanlıkları da bu yeni yönetimlerce sorun olmaya başlar. Fakir Baykurt da yeni atanan müdürle sorunlar yaşar ve defalarca kovuşturmaya maruz kalır. Ancak 1947 yılında Köy enstitüsünü başarı ile bitirir ve Yeşilova’ nın Kavacık Köyü' ne öğretmen olarak atanır.

Öğretmenlik ve yazarlık yılları

1951 yılında ölene kadar birlikte olacağı Muzaffer Hanım’la evlenir. Bu yıl ayrıca körbağırsağı patlar ve iki kez ameliyat olur. Öğretmenliği Dereköy’ e aktarılır. Üzerindeki baskılar devam eder, savcılıkça evine baskın yapılır ve kovuşturma geçirir. 1953 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’ ne girer ve bir sene sonra bu sefer Gayret Dergisi’ nde çıkan bir yazısı nedeni ile yargılanır. 1955 yılında Gazi Enstitüsü' nü de başarı ile bitirirerek Hafik’ de açılan ortaokula atanır. Aynı yıl ilk kitabı olan Çilli yayınlanır. 1957 yılında askere alınır ve Ankara Piyade Yedek Subay Ortaokulu’ na öğretmen olarak atanır. İlk kızı Işık da bu yıl dünyaya gelir. 1958 yılında ilk romanı Yılanların Öcü, Cumhuriyet gazetesinin açtığı Yunus Nadi Roman Ödülleri' nde birinci olur. Ancak roman nedeni ile hem Baykurt hem Cumhuriyet Gazetesi kovuşturma geçirir. Baykurt bu dönemden sonra Cumhuriyet Gazetesi’ nde yazmaya başlar. Askerlikten sonra Şavşat Ortaokulu'na öğretmen olarak atanır ve ikinci kızı Sönmez dünyaya gelir. Yılanların Öcü adlı romanı da Remzi Kitabevi tarafından basılır. Ardından Köy ve Eğitim Yayınları tarafından Efendilik Savaşı adlı kitabı yayımlanır. Cumhuriyet’teki bazı yazıları yüzünden öğretmenlikten alınıpAnkara’ da Milli Eğitim Bakanlığı Yapı İşleri Bölümü’ nde görevlendirilir. Sürüp giden yazıları ve Yılanların Öcü romanı yüzünden Bakanlık buyruğuna alınarak cezalandırılır. Altı ay açıkta kaldıktan sonra 27 Mayıs 1960’ta Ankara İlköğretim müfettişliğine atanır ve aynı yıl Efkar Tepesi adlı kitabı basılır.
1961 ve 1962 yıllarında yazarın Yılanların Öcü adlı romanı tiyatroya ve filme uyarlanır. Tiyatro gösterimi yasaklanır, film ise ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in konuya el koyması ile gösterime girer; ancak filmin gösterimi sırasında olaylar çıkar. Bu yıl ayrıca yazarın Onuncu Köy, Karın Ağrısı, Irazca'nın Dirliği kitapları yayımlanır. Bir sene sonra yazarın oğlu Tonguç dünyaya gelir. Baykurt Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek, Bloomington'daki Indiana Üniversitesi'nde göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi görür. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini sürdürür. Onuncu Köy Bulgarcaya çevrilir ve kitapları Bulgaristan'da Türkçe olarak da basılır. Yılanların Öcü ileIrazca'nın Dirliği de Almanya’da, Die Racheder Schlangen adıyla basılır. Yılanların Öcü Rusçaya çevrilir.

Türkiye Öğretmenler Sendikası

1965 yılında TÖS'ün kuruluşuna katılır ve genel başkan seçilir. 1966 yılında İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak yeni kurulan Milli Folklor Enstitüsü’ nde uzman olarak atanır. Kaplumbağalar ve Amerikan Sargısı romanları yayımlanır. 1967 yılında Onuncu Köy adlı eseri de Rusçaya çevrilir. Yazıları ve TÖS’ teki çalışmaları yüzünden sık sık kovuşturma geçiren Baykurt Gaziantep’ in Fevzipaşa bucağına sürülür. TÖS “Devrimci Eğitim Şurası” nı düzenler. Bir yıl sonra da TÖS “Büyük Eğitim Yürüyüşü”nü bir sene sonra da Genel Öğretmen Boykotu’ nu düzenler. Bu faaliyetlerinden sonra tekrar görevden alınarak bakanlık emrine alınır ancak Danıştay kararı ile görevine geri döner. 1970 yılında Fevzipaşa’dan Ankara’yaOrtadoğu Teknik Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirilir. Anadolu Garajı ve Tırpan kitapları yayımlanır. Tırpan ve Sınırdaki Ölü ile TRT Ödülleri' ni kazanır. Ardından Onbinlerce Kağnı adlı kitabı yayımlanır.

Sıkıyönetim yılları

1971’de ordunun yönetime el koyması ile başlayan sıkıyönetim döneminde Baykurt iki kere gözaltına alınır. Aynı yıl Tırpan ileTürk Dil Kurumu Ödülü'nü kazanır. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara Merkez Cezaevi'ne aktarılır. 1973 yılında Can Parası ve Köygöçüren basılır. Baykurt’un yurt dışına çıkışı da yasaklanmıştır. 1974 yılında İçerdeki Oğul basılır. Keklik romanını yazar. Can Parası ile Sait Faik Ödülü'nü kazanır. Askeri Yargıtay’da TÖS Davası’ndan beraat etder. Sınırdaki Ölü ve Keklik kitap olarak basılır. 1976 yılında Sakarca basılır.

Emeklilik Yılları

Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan emekli olan Baykurt Madaralı Roman Ödülü’ nün kuruluşuna yardımcı olur. 1977 yılında İsveç’te öğretmen yetiştirme çalışmalarına katılır ve Yayla romanı basılır. Frankfurt Uluslar arası Kitap Fuarı’ na katılır ve Almanya, Hollanda ve İsviçre’ ye geziler yapar, göçmen işçilerle iletişim kurar. 1978 Yılında Sakarca sahneye uyarlanarak İstanbul Şehir Tiyatroları' nca oynanır. Kara Ahmet Destanı ile Orhan Kemal Ödülü’ nü kazanır ve Kültür Bakanlığı'na danışman olur. 1979 yılında Tırpan adlı eseri de tiyatroya uyarlanır. Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalya’da oynanır. Baykurt, göçmen işçi konusunu incelemek üzere tekrar Almanya’ ya gider. Duisburg şehrinde yaşamaya başlar.Yandım Ali kitap olarak basılır. Bu dönemde ODTÜ’ de öğrenci olan oğlu Tonguç da tutuklanır. 1980 yılında Tırpan İstanbul Şehir Tiyatroları'nca da sahneye konulur ve iki mevsim oynanır. Tırpan’dan ötürü Baykurt ve Taner Barlas, “Avni Dilligil En Başarılı Yazar” ödülü kazanırlar. Suna Pekuysal da “En Başarılı Oyuncu” seçilir. Rur Havzası’nda Türk işçi çocukları için başlatılan RAA programında görev alır ve bir İngiltere gezisi yapar. Kızı Işık da bu yıl tutuklanır. Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol alan sanatçılar “İsmet Küntay Ödülü” kazanırlar. Tırpan’daki oyunu nedeniyle Suna Pekuysal Ulvi Uraz Ödülü”nü kazanır.
1981’de Sakarca İsveç’te çizgi film yapılır ve Macarcaya da çevrilir. DDR’de bir inceleme gezisi yapar. Öyküleri Gürcistan’da da kitap olarak basılır.
Kaplumbağalar filminin senaryo çalışmalarına katılmak üzere İsviçre’nin Neuchatel şehrine gider. Almanya’daki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri Gece Vardiyası adıyla basılır. İşçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri de Barış Çöreği adıyla basılır. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda’da iki dilli olarak yayımlanır. 1983 yılındaYüksek Fırınlarkitap olarak basılır. Oğlu Tonguç’la birlikte Sovyetler Birliği gezisi yapar. Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine veYasnaya Poliana’ya giderek Lev Nikolayeviç Tolstoy’un Yurtluğu’nu ziyaret eder.
1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü’nü kazanır. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca, Yılanların Öcü ile Irazca’nın Dirliği Bulgarca basılır. Türkiye’de “Barış Derneği İkinci Davası”nda sanık olarak aranır. 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği BDI’nin Yazın Ödülü’nü alır. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları Türkçe ve Almanca olarak basılır. 1986 yılında Duisburg’ta öğretmenliğe başlar ve yurt dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişimi’nin yönetiminde görev alır. Duisburg Treni adlı eseri basılır. Kopenhag’ta Dünya Barış Kongresi’ne katılır aynı yıl Koca Ren basılır.
1987 yılında Keklik romanı 20 öyküsüyle birlikte Rusça’ya çevrilip basılır. Londra’ya bir gezi yaparak Highgate’te Karl Marx’ın gömütünü ziyaret eder. Aynı yıl aralarında birçok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Mihail Şolohov, Ernest Hemingway, İvan Gonçarov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye – Yunanistan Dostluk Gelişimi’nin Avrupa’da kuruluşunda görev alır. Tiflis’te İlaya Cavcavadze’nin 150’nci doğum yıld önümü konferansına katılır.
1988 yılında İçerdeki Oğul’u oyun olarak tekrar yazar. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan Halvaşi’nin şiirlerini Türkçe’ye çevirir; Kitap Eninde Sonunda adıyla Almanya’da basılır.
1989 yılında Kuru Ekmek romanını yazar. İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk Tiyatrosu’nda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskova’ya yeni bir gezi yaparak Nazım Hikmet’in evinde ve arşivinde çalışır.
Baykurt ders vermeyi Pestalozzi Okulu’nda sürdürür. Şiirleri Hollanda’da “Vuurdoorns – Ateşdikenleri” adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, “KALEM – Schreiber” dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat geçirir. 1992 yılında, bugün Literaturcafé Fakir Baykurt adıyla varlığını sürdüren Duisburg Edebiyat Kahvesi'ni kurar. Bir Uzun Yol’un Almanca’sı “Ein langer Weg” adıyla çıkar. Yazar bu yıl bir de Çin gezisi ertesi yıl da Avustralya gezisi yapar. 1995 yılında Almanya’da öğretmenlik yaptığı çalıştığı Pestalozzi Okulu’ndan emekliye ayrılır. Öykü Kitabı bizim İnce Kızlar basılır ve 7 kitaptan oluşan Özyaşam öyküsünü bititir. 10 Mart'ta Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Yardımlaşma Vakfı tarafından “Fakir Baykurt’a Saygı Gecesi” düzenlenir. Bu yıl Yarım Ekmek romanı da yayımlanır. 1998 yılında Telli Yol öykü kitabı ile birlikte, “Özyaşam” dizisinin ilk cildi “Özüm Çocuktur” yayımlanır. Gezi yazılarının bir bölümünü Dünyanın Öte Ucu (Avustralya Gezi İzlenimleri) adıyla yayımlanır. Benli Yazılar deneme kitabıyla birlikte “Özyaşam” dizisinin ikinci ve üçüncü ciltleri (Köy Enstitülü Delikanlı; Kavacık Köyünün Öğretmeni) çıkar. 1999 Nisan genel seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi İzmir milletvekili Adayı olur. 11 Ekim 1999 Pazartesi günü tedavi gördüğü Almanya’da Essen Üniversitesi Kliniği’nde pankreas kanserine yenik düşerek ölmüştür.

Romanları

·         Yılanların Öcü (1954)
·         Irazcanın Dirliği (1961)
·         Onuncu Köy (1961)
·         Amerikan Sargısı (1967)
·         Tırpan (1970)
·         Köygöçüren (1973)
·         Keklik (1975)
·         Kara Ahmet Destanı (1977]
·         Yayla (1977)
·         Yüksek Fırınlar (1983)
·         Koca Ren (1986)
·         Yarım Ekmek (1997)
·         Kaplumbağalar (1980)

Öyküleri

·         Çilli (1955)
·         Efendilik Savaşı (1959)
·         Karın Ağrısı (1961)
·         Cüce Muhammet (1964)
·         Anadolu Garajı (1970)
·         On Binlerce Kağnı (1971)
·         Can Parası (1973)
·         İçerdeki Oğul (1974)
·         Sınırdaki Ölü (1975)
·         Gece Vardiyası (1982)
·         Barış Çöreği (1982)
·         Duirsbug Treni (1986)
·         Bizim İnce Kızlar (1992)
·         Dikenli Tel (1998)

Toplum ve Eğitim Yazıları

·         Efkar Tepesi (1960)
·         Şamaroğlanları (1976)
·         Kerem ile Aslı (1974)
·         Kale Kale (1978)
·         Kaplumbağalar (1980)

Çocuk kitapları

·         Topal Arkadaş
·         Yandım Ali
·         Sakarca
·         Sarı Köpek
·         Dünya Güzeli (1985)
·         Saka Kuşları (1985)

Şiir

·         Bir Uzun Yol
·         Dostluğa Akan Şiirler

Aldığı ödüller

·         1958 Yunus Nadi Roman Ödülü (Yılanların Öcü)
·         1970 TRT Sanat Ödülleri (Tırpan)
·         1970 TRT Sanat Ödülleri (Sınırdaki Ölü)
·         1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü (Tırpan)
·         1974 Sait Faik Hikâye Armağanı (Can Parası)
·         1978 Orhan Kemal Roman Armağanı (Kara Ahmet Destanı)
·         1979 Tiyatro 79 Dergisi tarafından Yılın Oyunu Ödülü (Sakarca)
·         1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü (Tırpan)
·         1984 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü (Barış Çöreği)
·         1985 Alman Endüstri Birliği (BDI) Yazın Ödülü (Gece Vardiyası)
·         1997 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü (Yarım Ekmek)
·         1998 Yaşam Radyo Ustalara Saygı Onur Ödülü
·         1999 Pir Sultan Abdal Derneği Ödülü



4 yorum:

  1. Yıllar evvel Tırpan kitabını okumuştum Fakir Baykurt'un.. hemde ortaokulda falandım sanırım. Sevmiştim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diğer romanlarını da okuma fırsatı bulmanızı dilerim. Sevgiler, saygılar.

      Sil
  2. Sevgili Bilgehan Bey, Rahmetli Fakir Baykurt'un okuduğunuz KEKLİK kitabı nedeniyle belleğimi taaaaa 46 yıl öncesine gittim geldim. Önce bu hatırlatmayı yaptığınız ve Fakir Baykurt hakkında uzun araştırmaniz için teşekkür ediyorum. Fakir Baykurt'la çok önceden tanışmış olmamıza rağmen, samimiyetimiz TÖS kuruluşunda ve sonrasında arttı. 1968 TÖS kongresini Kayseri'de başlatmış, Ankara'da bitirmiştik. O kongrede TÖS Genel Merkez yönetim kuruluna seçilmi,ştim. Fakir 'de genel başkan olmuştu. 1972 müdahalesi bizi ayırdı. Fakir Baykurt Ankarada ben de İstanbul'da Maltepede yattım.
    Fakir le en son Almanya'dan dönünce görüştük. Sonra izmir'e gitti.Görüştüğümüzde çok saplıklı idi. Dudaklarından asla gülümseme eksik olmazdı. Son olarak Almanya'dan vefatı haberi geldi. Ne yazık ki cenazesine katılamadım.
    Günün bu geç saatinde Sevgili Baykurt'u yaşamaktan memnun oldum. Allah yattığı yeri cennet etsin.
    İyi geceler dileği ile BERKİ Ailesine sevgilerimi gönderiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli hocam, yorumunuza candan teşekkürler. Babam ve bizler 1969'da Kayseri'de idik. Babam da TÖS üyesi idi Ama sendikal görevi var mı idi çok hatırlamıyorum. Önemli ve ülke tarihine not düşülen günlerdi. emekleriniz için sizlere binlerce teşekkür.
      Sevgi ve saygıyla kalın.

      Sil