1 Ocak 1921'de Anadolu’daki Milli Mücadele için silah ve cephane kaçıran gizli bir örgütün yardımıyla şair arkadaşları Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Nazım Hikmet ile birlikte Sirkeci'den kalkan Yeni Dünya vapuruna gizlice binerek İnebolu'ya ulaşır. Ankara'ya geçebilmek için beş altı gün, izin ve yol parası beklerler. O sırada onlar gibi izin bekleyen Almanya’dan gelme sosyalist öğrenciler ile tanışırlar. Birlikte gelen dört şairden yalnızca Nazım Hikmet ile Vala Nureddin'e izin çıkar. Ankara’da bir süre çalışan iki genç İsmail Fazıl Paşa aracılığı ile meclise çağrılıp Mustafa Kemal Paşa’ya takdim edilirler.
Kısa süre sonra Fransızca öğretmeni olarak Nazım Hikmet’le birlikte Bolu'ya atanırlar. İki şair din adamlarının ve tutucu çevrenin baskısı ile karşılaştıkları Bolu’dan ayrılıp daha iyi bir öğrenim görmek için Moskova’ya gitmeye karar verirer. 30 Eylül 1921’e Batum’ a ulaşırlar. Birlikte Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) yazılırlar. Vâlâ Nureddin, 1925 yılında burada üniversite eğitimini tamamlar. Dava arkadaşı olarak birlikte Türkiye’ye dönerler. Dönüşünden sonra gazetecilik ve yanı sıra hikaye, roman ve oyunlar yazan Vala Nurettin zaman içerisinde komünist ideolojiden kopar. Bu Nazım Hikmet’i çok üzer. “Salkım Söğüt” şiirini bu dönemde ve kendisine en yakın bulduğu dava arkadaşını kaybetmesi üzerine yazar. Şiirde,
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
dizelerinde, atından düşüp seferi yarıda bırakan adam, Vala’dır.
Bu olay Nazım’ı çok üzse de dostlukları bozulmadı. Vala yine toplantılara katılıp birlikte olmayı sürdürdü. Ancak, artık aralarında derin bir uçurum vardı. Olayların en yakın tanığı “Resimli Ay” dergisi içinde birlikte yayıncılık yapan Zekeriya Sertel’dir.
Vala Nurettin, 1945 yılında Bursa Cezaevi'ndeki arkadaşı Nazım Hikmet ile yeniden temas kurdu ve 1951’de Nazım’ın Rusya’ya kaçışına kadar mektuplaşmayı sürdürdü. Nazım Hikmet'le ilgili anılarını "Bu Dünyadan Nâzım Geçti" (1965) adıyla yayımladı. 9 Mart 1967’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.
Nazım Hikmet’le yazışmaları, eşi Müzehher Hanım tarafından 1986 yılında “Vâ-Nû’lara Mektuplar” adıyla yayımlanmıştır.
(İşte, şiirimiz ve hikayesi böyle:
Bu şiirle edebiyat tarihimizde kısa ve güzel bir gezinti yapmış olduk. Sevgili Zoitsa sorumuzun ilk bölümünü bilerek güzel bir kitap hediyesi kazandı. İkinci kitabımızı ise veremedik. Umarım başka güzel söyleşilerde armağanlarımız olur.
Zoitsa, bilgehanmerki@hotmail.com adresime kargo adres bilgilerini gönderirsen armağanın en kısa zamanda eline ulaşacak.)
Çok güzelmiş..biz de siz ve zoitsa sayesinde öğrenmiş olduk..teşekkürler..
YanıtlaSilHikayeler güzel sıcaklıklar yayar. Bu şiirin hikayesinden sonra, şiir size biraz daha yakın gelecektir. Artık onun hangi şartlarda ve ne için yazıldığını biliyorsunuz.
SilSevgiyle kalın.
Nokta bilgilerle araştırmaya sevk.. Harika...
YanıtlaSilSaygılar Mehmet Bey
İlginize ve değerlendirmenize çok teşekkürler.
SilSevgiler saygılar
Harika bir paylaşım olmuş teşekkür ederim. Değerli yazılarınızı takip ediyoruz.
YanıtlaSilİlginize teşekkürler.
SilBu yazılar Harika... Blogunuz edebiyat kokuyor...
YanıtlaSilTeşekkürler, saygılar, sevgiler sunuyorum.
Silmerhaba istanbulda bayan escort denince internet ortamındaki tek adres http://www.istanbulescort.co/
YanıtlaSil