KİTABIN ADI
|
Katharina
Blum’un Çiğnenen Onuru (Die Verlerone Ehre Der Katharina Blum)
|
KİTABIN YAZARI
|
Heinrich Böll
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
Ahmet Cemal
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
Alan Yayıncılık
|
KİTABIN BASKI YILI
|
1983 (İlk yayın 1974)
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
1. Baskı
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
112 syf
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
9,5/10 (Az sayıda dizgi
hatası var)
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
10/10
|
Bu
kitap sanıyorum Heinrich Böll’ün ülkemizde en çok tanınan romanı. Bunda kitabın
yayınlanmasının hemen ertesinde yazarın Margarethe Von Trotta ile birlikte
kitabın tiyatro oyunu haline getirmesinin önemli rolü var. Senaryosu Yücel Erten
tarafından dilimize çevrilen eser başta Ankara Devlet Tiyatrosu (Başrolde Aliye
Uzunatağan oynamıştı) olmak üzere çok sayıda topluluk tarafından sahnelendi.
Böll,
bu romanı o yıllarda Almanya’da ortaya çıkan Baader-Meinhoff (Kızıltugaylar) olaylarından
esinlenerek yazdı. Katharina, part time ev hizmetlerinde çalışan, yalnız
yaşayan kendi halinde bir genç kadındır. Bir partide tanıştığı ve gerçek
kimliğini bilmediği bir eylem zanlısını saklamak suçundan gözaltına alınır.
Başkomiser Berzmenna’nın suçu Katharina’ya yıkma çabalarıyla giderek büyüyen
olaylar zincirinde yaşadığı her an ve eylem sorguyla deşifre edilerek
bağlantıları aranır. Olaylar ve araştırmalar bağlamında giderek tüm kişisel değerlerinin
ayaklar altına alınması, en yakın çevresi karşısında da, bütün bir toplum
karşısında da savunmasız bırakılması Katharina üzerinden baskı oluşturur.
Sansasyonel
haber peşinde koşan muhabir Tötges’in aykırı, ilgisiz ve Katharina’nın
kişiliğini karalayan haber yazıları giderek bir cinayete varır.
Romanın
günümüze kadar güncelliğini yitirmemiş, tersine, belki de gittikçe daha
güncel konuma gelmiş olmasının temel nedenlerinin başında, 'özel yaşam
karşısında medyanın sorumluluğu' konusunun yakıcı bir gündem maddesi
olmasıdır. Heinrich Böll'ün bu romanı,
ülkemiz gerçekleri bağlamında tekrar tekrar okunmayı hak ediyor diye
düşünüyorum. İlk kez 1984 yılında okuduğum bu romanı, Böll okumaları çerçevesinde
31 yıl sonra tekrar okuduğumda bu “Deja Vu”yu yaşadım.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder