Kış aylarında bir proje olarak düşündüğümüz, birkaç şehri kapsayan gezimizi zaman içerisinde oldukça büyük boyutlu bir “Orta İtalya” gezisine çevirdik. Nisan ayında ciddi anlamda üzerinde çalışmaya başladığımız projemizi Temmuz ayı içerisinde netleştirip uçak ve otel rezervasyonlarını tamamladık. Gezimizi iki etap olarak düşündük. Önce Bologna havaalanından başlayıp kuzey doğuya doğru yöneldikten sonra geriye dönüp bu kez güneydoğu yönünde sahile Rimini’de ulaşıp tam ters istikamette batı sahiline yönelip Livorno’ya ulaştıktan sonra tekrar Bologna’da tatilimizi tamamladık.
Bologna’da başlayan gezimizde (Bologna şehir içini gezmeyi son güne bıraktık) uçak rötarı ve gecikme sebebiyle ilk durak olarak düşündüğümüz Ferrara’yı atlayarak Padova’dan başladık. 2. Gün Vicenza’yı görüp Treviso’ya geçtik. 3. Gün Palmanova’yı görüp Trieste’ye ulaştık. 4. Gün otobüs ile Slovenya’ya geçip Ljublyana’yı gezerek akşam Trieste’ye geri döndük. 5. Gün Venedik’e geçerek tam gün Venedik’i gezdik. 6. Gün Ravenna üzerinden Bologna’ya ulaşıp araç değiştirdikten sonra, Cesena’yı zamansızlık sebebiyle programdan çıkarıp Rimini’ye geçtik. 7. Gün oldukça zorlu idi. Önce San Marino’ya geçip sonra Arezzo’ya ulaştık. Buradan oldukça zor bir yoldan Toskana vadisinde Floransa’nın hemen dışındaki Cavriglia’da konakladık. 8. Gün tam gün Floransa’yı gezip gece İmpruneta’da konaklama yaptık. 9. Gün yine zaman sıkışması nedeniyle Empoli’yi atlayıp Vinci’ye ulaştık. Daha sonra geceleme için Livorno’ya geçtik. 10. Gün Önce Pisa, sonra Lucca’yı gezip Parma’da geceledik. 11. Gün Modena üzerinden Bologna’ya ulaşıp tam gün şehri gezip gece konaklama için Modena’ya döndük. 12. Gün ise Modena’dan Bologna’ya dönüp havaalanından İstanbul’a havalandık. Harita üzerinde bile zor takip edilen bu rotada zamanı tam hesaplayamamaktan (ya da istenmeyen gecikmeler dolayısıyla uğradığımız zaman sıkışması nedeniyle) 3 şehri programdan çıkarmak/atlamak zorunda kalmamıza karşın 21 şehri gezme ve görme şansımız oldu.
İtalya’da daha önce Roma ve Napoli’yi görmeme karşın bu kez çok sayıda değişik şehirleri gezerek ülkeyi daha iyi tanıma şansım oldu. 1870’lere kadar ulusal birlik sağlayamayan ve şehir devletleri biçiminde yaşayan İtalyan şehirlerinde yöresel farklılık ve kimlikler oldukça dikkat çekici. Farklı şehirlerde farklı insan ve davranış modelleri var. Bunları gezi noktalarında yeri geldikçe değineceğim. Bu farklılıklara rağmen uygarlığın temeli olan ayrıntılarda birlik ise bir biçimde öne çıkıyor. Şehirlerde yayalar öncelikli ve ayrıcalıklı. Işıksız yaya geçitlerinde yaya yola adım attığı anda trafik beklemek zorunda ve bekliyor. (Hiçbir istisnasını görmedim) Şehirde ışıklı kavşaklar son derece azaltılarak kavşaklar dairesel kavşak haline getirilmiş. Dolayısıyla hızlı gitme şansınız yok. Kavşağa ilk giren araba öncelikli ve bu kural titizlikle uygulanıyor. Şehirlerdeki benzin istasyonlarının %90’ı insansız hizmet veriyor. Kendi benzininizi makineye para atarak kendiniz alıyorsunuz. Şehirler arası otoyollar, şehre girişler hariç iki şeritli ve 130 kilometre hız uygulaması ve kontrolü var. Değişik noktalarda paralı geçişler var ve belki yarısı biletçisiz çalışıyor. Giriş kartını makineye atarak belirlenen rakamı kağıt veya madeni parayı makineye yükleyerek bariyeri açıyorsunuz. Kartlı geçiş noktaları da var. Otoyollarda büyük araçlar sol şeridi kesinlikle işgal etmiyor. Otoyol benzincilerinde benzin ve mazotun litre fiyatları daha yüksek, otoyol dışında benzin almakta fayda var. Gezdiğimiz tüm şehirlerin “eski şehir” denen tarihi bölgelerinde Amerikan hazır yemek şirketlerine yer verilmemiş. İtalyan yemekleri dışında tek tük Çin ve Uzakdoğu restoranları var. Yemekler büyük şehirlerde 15-25 Euro arasında, küçük şehirlerde 10-20 Euro arasında değişiyor. Akşam yemekleri için restorana mutlaka 19.30’dan önce gitmek veya rezervasyon yapmak gerekiyor. 20.00’den sonra yer bulamama veya bir süre ayakta beklemek durumunda kalabilirsiniz.
Pek çok kafeterya ve restoranların değişik çalışma saatleri var. Hiçbirinde çalışma saatleri dışında yeme ya da ilave masa isteme/getirtme şansınız yok. Ya da fırını kapalı ise sizin için saatinden önce açmıyor. Küçük şehirlerde akşam yemekleri için otelden restoran adı almak ya da telefonla rezervasyon yaptırmak en uygunu oluyor. Genelde oldukça iyi ve uygun fiyatlı restoranlar tavsiye ediyorlar. Şarap ve bira ile aranız iyi ise İtalya sizin için bir cennet. Süpermarketlerde 1 Euro’ya kadar şarap bulabilirsiniz. Restoranlarda genelde 10-15 Euro arası getiriyorlar. Özellikle Toskana çevresinde mönüden şarap seçmekte zorlanıyorsanız garsonlardan yardım alabilirsiniz.
Pek çok işletme son derece az personelle çok başarılı bir şekilde işletiliyor. Örneğin Trieste’de bir restoranda patron, bir garson ve bir aşçı ile birlikte hizmet ediyordu. Pek çok noktada benzer şekilde çalışıyorlar.
Tüm şehirlerde cadde ve sokaklar 1000 yıllık eskiliğe rağmen temiz ve bakımlılar. Kent sakinleri çöplerini kendileri belli noktalardaki konteynerlere getirip cam-plastik-kağıt-organik kutularına ayrı ayrı atıyorlar. Tarihi merkezlerin dışındaki noktalarda tüm şehirlerde gökdelen binalar bulunmamakta ve 3-4 katı geçmeyen binalar bulunuyor. Tarihi merkezlerde binalar korunuyor ve pek çok kent sakini içlerinde yaşamaya devam ediyorlar. Lüks kaygısı yok. Sokakların küçüklüğünden genellikle küçük vasıtalar kullanılıyor. Bu kadar güzelliklerin yanında olumsuzluklardan da söz edeyim. Öncelikle Pegasus; Giderken Sabiha Gökçen’den önce 1 saat rötar arkasında 1,5 saatte uçak içinde bekleterek 2,5 saat rötar ile götürdü. Döndürürken yine önce yarım saat rötar ve uçak içinde 1 saat bekleterek getirdi. Ayrıca İstanbul Ankara uçağımız zorunlu olarak, 20.05’den önce 20.30’a alındı ve havalanması 21.00 oldu. Bizden önceki 2 gün daha feci rötarlar yaptığını duyduk. Bu nedenle yurt dışı çıkışlarınızda Pegasus seçeneğini dikkatli değerlendirmenizi öneririm.
Araç kiralarken oldukça hesaplı fiyat veren “Car Economic Rentals” firmasının bayisi “Greenmotion”u seçmiştik. Bu şirketin Bologna Marconi Havaalanı’nda bürosu yok. Telefonla arayarak shuttle getirtiyorsunuz. Son derece yavaş işlem yapıyor ve araç tesliminde en ince çiziklere kadar işaretleme yapıp daha sonra kafanızın karışıp gözden kaçırdığınız bazı çizikleri bahane ederek para istiyor ve çektikleri teminattan düşüyorlar. Bu firmayı kesinlikle seçmemenizi öneririm.
Gezi detaylarına geçmeden maliyeti bildirmemin belki faydası olur. 12 günlük gezimiz, gidiş dönüş uçak biletleri (Ankara’ya kadar) 10 değişik otelde konaklama, araç kiralama ve benzin, öğle ve akşam yemekleri, birçok müzeye giriş ücretleri, günün değişik saatlerinde kafelerde çay kahve molası, tüm gezi boyunca içme suyu, ufak tefek atıştırmalıklar ve bazı anmalık hediyelikler dahil kişi başı 1.050,00 Euro.
Artık gezmeye başlayalım…
Bologna’da başlayan gezimizde (Bologna şehir içini gezmeyi son güne bıraktık) uçak rötarı ve gecikme sebebiyle ilk durak olarak düşündüğümüz Ferrara’yı atlayarak Padova’dan başladık. 2. Gün Vicenza’yı görüp Treviso’ya geçtik. 3. Gün Palmanova’yı görüp Trieste’ye ulaştık. 4. Gün otobüs ile Slovenya’ya geçip Ljublyana’yı gezerek akşam Trieste’ye geri döndük. 5. Gün Venedik’e geçerek tam gün Venedik’i gezdik. 6. Gün Ravenna üzerinden Bologna’ya ulaşıp araç değiştirdikten sonra, Cesena’yı zamansızlık sebebiyle programdan çıkarıp Rimini’ye geçtik. 7. Gün oldukça zorlu idi. Önce San Marino’ya geçip sonra Arezzo’ya ulaştık. Buradan oldukça zor bir yoldan Toskana vadisinde Floransa’nın hemen dışındaki Cavriglia’da konakladık. 8. Gün tam gün Floransa’yı gezip gece İmpruneta’da konaklama yaptık. 9. Gün yine zaman sıkışması nedeniyle Empoli’yi atlayıp Vinci’ye ulaştık. Daha sonra geceleme için Livorno’ya geçtik. 10. Gün Önce Pisa, sonra Lucca’yı gezip Parma’da geceledik. 11. Gün Modena üzerinden Bologna’ya ulaşıp tam gün şehri gezip gece konaklama için Modena’ya döndük. 12. Gün ise Modena’dan Bologna’ya dönüp havaalanından İstanbul’a havalandık. Harita üzerinde bile zor takip edilen bu rotada zamanı tam hesaplayamamaktan (ya da istenmeyen gecikmeler dolayısıyla uğradığımız zaman sıkışması nedeniyle) 3 şehri programdan çıkarmak/atlamak zorunda kalmamıza karşın 21 şehri gezme ve görme şansımız oldu.
İtalya’da daha önce Roma ve Napoli’yi görmeme karşın bu kez çok sayıda değişik şehirleri gezerek ülkeyi daha iyi tanıma şansım oldu. 1870’lere kadar ulusal birlik sağlayamayan ve şehir devletleri biçiminde yaşayan İtalyan şehirlerinde yöresel farklılık ve kimlikler oldukça dikkat çekici. Farklı şehirlerde farklı insan ve davranış modelleri var. Bunları gezi noktalarında yeri geldikçe değineceğim. Bu farklılıklara rağmen uygarlığın temeli olan ayrıntılarda birlik ise bir biçimde öne çıkıyor. Şehirlerde yayalar öncelikli ve ayrıcalıklı. Işıksız yaya geçitlerinde yaya yola adım attığı anda trafik beklemek zorunda ve bekliyor. (Hiçbir istisnasını görmedim) Şehirde ışıklı kavşaklar son derece azaltılarak kavşaklar dairesel kavşak haline getirilmiş. Dolayısıyla hızlı gitme şansınız yok. Kavşağa ilk giren araba öncelikli ve bu kural titizlikle uygulanıyor. Şehirlerdeki benzin istasyonlarının %90’ı insansız hizmet veriyor. Kendi benzininizi makineye para atarak kendiniz alıyorsunuz. Şehirler arası otoyollar, şehre girişler hariç iki şeritli ve 130 kilometre hız uygulaması ve kontrolü var. Değişik noktalarda paralı geçişler var ve belki yarısı biletçisiz çalışıyor. Giriş kartını makineye atarak belirlenen rakamı kağıt veya madeni parayı makineye yükleyerek bariyeri açıyorsunuz. Kartlı geçiş noktaları da var. Otoyollarda büyük araçlar sol şeridi kesinlikle işgal etmiyor. Otoyol benzincilerinde benzin ve mazotun litre fiyatları daha yüksek, otoyol dışında benzin almakta fayda var. Gezdiğimiz tüm şehirlerin “eski şehir” denen tarihi bölgelerinde Amerikan hazır yemek şirketlerine yer verilmemiş. İtalyan yemekleri dışında tek tük Çin ve Uzakdoğu restoranları var. Yemekler büyük şehirlerde 15-25 Euro arasında, küçük şehirlerde 10-20 Euro arasında değişiyor. Akşam yemekleri için restorana mutlaka 19.30’dan önce gitmek veya rezervasyon yapmak gerekiyor. 20.00’den sonra yer bulamama veya bir süre ayakta beklemek durumunda kalabilirsiniz.
Pek çok kafeterya ve restoranların değişik çalışma saatleri var. Hiçbirinde çalışma saatleri dışında yeme ya da ilave masa isteme/getirtme şansınız yok. Ya da fırını kapalı ise sizin için saatinden önce açmıyor. Küçük şehirlerde akşam yemekleri için otelden restoran adı almak ya da telefonla rezervasyon yaptırmak en uygunu oluyor. Genelde oldukça iyi ve uygun fiyatlı restoranlar tavsiye ediyorlar. Şarap ve bira ile aranız iyi ise İtalya sizin için bir cennet. Süpermarketlerde 1 Euro’ya kadar şarap bulabilirsiniz. Restoranlarda genelde 10-15 Euro arası getiriyorlar. Özellikle Toskana çevresinde mönüden şarap seçmekte zorlanıyorsanız garsonlardan yardım alabilirsiniz.
Pek çok işletme son derece az personelle çok başarılı bir şekilde işletiliyor. Örneğin Trieste’de bir restoranda patron, bir garson ve bir aşçı ile birlikte hizmet ediyordu. Pek çok noktada benzer şekilde çalışıyorlar.
Tüm şehirlerde cadde ve sokaklar 1000 yıllık eskiliğe rağmen temiz ve bakımlılar. Kent sakinleri çöplerini kendileri belli noktalardaki konteynerlere getirip cam-plastik-kağıt-organik kutularına ayrı ayrı atıyorlar. Tarihi merkezlerin dışındaki noktalarda tüm şehirlerde gökdelen binalar bulunmamakta ve 3-4 katı geçmeyen binalar bulunuyor. Tarihi merkezlerde binalar korunuyor ve pek çok kent sakini içlerinde yaşamaya devam ediyorlar. Lüks kaygısı yok. Sokakların küçüklüğünden genellikle küçük vasıtalar kullanılıyor. Bu kadar güzelliklerin yanında olumsuzluklardan da söz edeyim. Öncelikle Pegasus; Giderken Sabiha Gökçen’den önce 1 saat rötar arkasında 1,5 saatte uçak içinde bekleterek 2,5 saat rötar ile götürdü. Döndürürken yine önce yarım saat rötar ve uçak içinde 1 saat bekleterek getirdi. Ayrıca İstanbul Ankara uçağımız zorunlu olarak, 20.05’den önce 20.30’a alındı ve havalanması 21.00 oldu. Bizden önceki 2 gün daha feci rötarlar yaptığını duyduk. Bu nedenle yurt dışı çıkışlarınızda Pegasus seçeneğini dikkatli değerlendirmenizi öneririm.
Araç kiralarken oldukça hesaplı fiyat veren “Car Economic Rentals” firmasının bayisi “Greenmotion”u seçmiştik. Bu şirketin Bologna Marconi Havaalanı’nda bürosu yok. Telefonla arayarak shuttle getirtiyorsunuz. Son derece yavaş işlem yapıyor ve araç tesliminde en ince çiziklere kadar işaretleme yapıp daha sonra kafanızın karışıp gözden kaçırdığınız bazı çizikleri bahane ederek para istiyor ve çektikleri teminattan düşüyorlar. Bu firmayı kesinlikle seçmemenizi öneririm.
Gezi detaylarına geçmeden maliyeti bildirmemin belki faydası olur. 12 günlük gezimiz, gidiş dönüş uçak biletleri (Ankara’ya kadar) 10 değişik otelde konaklama, araç kiralama ve benzin, öğle ve akşam yemekleri, birçok müzeye giriş ücretleri, günün değişik saatlerinde kafelerde çay kahve molası, tüm gezi boyunca içme suyu, ufak tefek atıştırmalıklar ve bazı anmalık hediyelikler dahil kişi başı 1.050,00 Euro.
Artık gezmeye başlayalım…
Bekliyoruz :)
YanıtlaSilOldukça uzun sürecek, umarım sizleri sıkmadan devam ederim.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.
Farklı zaman aralıkları ile okuyorum gezi yazılarınızı. Yoğunluk arasında kısa bir ferahlama sağlıyor...
Sililginize teşekkür ederim.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.
Mehmet bey, İtalya geziniz, hatta 12 günlük çıkarmanız mı desem :)) heyecanlandırdı.. :) ne kadar çok şehir sığdırmışsınız..harika olmuş..verdiğiniz detay bilgileriniz çok önemli..12 günlük gezi kapsamına giren ve bir dolu .... ekstralarla toplam maliyet de son derece makul.. Bu gezinizi de aklımın bir köşesine yazdım..yazılarınızı takip edeceğim. Bu gezi notlarını derleyip yazmak vakit alsa da -bir kez daha gezer gibi ruhun kanatlanması da - ayrı bir keyif!. Size ve ailenize iyi bir hafta sonu dilerim..Esenlikle...
YanıtlaSilAsliında kurguladığımızın çok ötesine taştik. Bunun çok şehir görmek gibi avantajlarının yanısıra şehirleri tam anlamıyla içimize sindirememek gibi dezavantajları da oldu. Gerçekten görmeye değer şehirlerin yanında aslında kapsama almaya değmeyecek (Palmanova ve Livorno gibi) şehirler de oldu. ama sonuçta gezgin için gidilen her nokta iyi ya da çok iyi bilgiler sağlayan yerlerdir.
SilGezi anlatımlarını özet geçmektense hem o şehrin önemli bir özelliği olarak vurgulamak ve hem de okuyup gitmek isteyenler için elinin altında küçük ve sade bir rehber olsun istediğimden biraz uzatarak yazmak istiyorum.
Umarım sabrınızı çok zorlamam.
Sevgi ve en derin saygılarımla.
12 şehir! Muhteşem. Yorucu ama zevkli olmuştur diye düşünüyorum.
YanıtlaSilHavaalanında beklemek neyse de uçak içinde 1,5 saat beklemek işkence gibidir. Çok şükür şimdiye kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmadım, umarım karşılaşmam:)
Düzeltiyorum; 12 gün 21 şehir! Rüya gibi ama oldukça yorucu geçen bir geziydi. Pegasus'un gidiş ve dönüşteki işkenceleri bir daha gezide tercihlerimi etkileyecek.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.