Tanıtım= demo,
Sunucu= spiker,
Gösteri adamı=showmen,
Radyo sunucusu= diskjokey,
Hanım ağa= firstlady
Dükkan= store,
Bakkal= market,
Torba= poset,
Mağaza= süper - hiper - gross market,
Ucuzluk= damping
İlan tahtası= billboard,
Sayı tablosu= skorboard,
Bilgi alışı= brifing,
Bildirge= deklarasyon,
Merak, Uğraş= hobby
Koruma – muhafız= body guard,
Sanat ve meslek pirleri= duayen,
Itibar, saygınlık= prestij
Seki, alan= platform,
Merkez= center,
Büyük= mega,
Küçük= mikro,
Son= final,
Özlem – hasret= nostalji
İş hanı= plaza,
Bedesten= galeria,
Sergi yerleri= center room - show room,
Büyük şehir= mega kent
Yol üstü lokanta= fast food,
Yemek çesitleri= mönü,
Hesap= adisyon
İki katlı ev= dubleks,
Üç katlı ev= tripleks,
Köşk= villa,
Eşik= antre,
Bahçe çiçekleri= flora
Sevimli= sempatik,
Sevimsiz= antipatik,
Vurguncu= spekülatör,
Eşkıya= mafya,
Destek- koltuk çıkma= sponsorluk
Mesire - kır gezisi= picnic,
Bilgisayar= computer,
Hava yastığı= air bag,
Olur, pekala= okey
Çarpıcı, önemli haber= flash haber,
Yaşa , varol = oley oley,
Yıldız= star
Yukarıdaki kelimeler rasgele, günlük konuşma cümlelerimizde sıklıkla kullandığımız kelimeler arasından seçildi. Bunları dilediğiniz kadar artırabilirsiniz.
Bir ulusu birleştiren önemli unsurlardan birisi dil. Türk dili tarihin en eski dönemlerinden bu yana özünü yitirmeden bugünlere kadar gelmiş. Defalarca yabancı dillerin saldırısına uğramış, zaman zaman silikleşmiş, önemsizleşmiş, yönetenler katında kullanılmaz olmuş, küçük görülmüş ancak karabudunun (halk) bağrında yaşamını sürdürmüş, Karamanoğlu Mehmet bey 15. yüzyılda elinden tutarak ayağa kaldırmış, derken 500 yıl sonra Mustafa Kemal tarafından yine gerçek değerine kavuşturulmuş, bağımsızlığımızın onurumuzun öncülerinden dilimiz 1980 sonrası yeniden karanlıklar içine çekiliyor yavaş yavaş.
Atatürk’ün, dünya durdukça Türk dili yaşasın diyerek kurduğu ve halkına emanet ettiği “Türk Dil Kurumu” Faşist Cunta tarafından yok edilmiş, yerine kurulan uydurma kuruluşbir tabela kuruluş biçiminde yıllardır yaşamını sürdürüyor. Son 30 yıldır küreselleşme masallarıyla uyutulan ve uyuşturulan ulusumuz, hızla kültürümüze çöreklenenen onca yılanın yanında dilimizi de ağır bir baskıya almış durumda. TRT’de dahil neredeyse tüm yazılı ve görsel basın bilerek-bilmeyerek dilimizin işgaline ve yokoluşunu sağlayan değirmene su taşıyorlar. Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken, dilimizin çalındığını, talan edildiğini, özünün el diline özendirildiğine, içi yananınız, farkedeniniz var mı? Masallarımızı, tekerlemelerimizi, ata sözlerimizi unuttuk, Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik, Türkçe'miz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Karamanoglu Mehmet Bey'i arıyorum , Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı? Bir ferman yayınlamıştı ... Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?
Mustafa Kemal’i arıyorum; “"Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay anlaşılabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkının, an'anelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir."
"Türk demek dil demektir. Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi dildir. Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk harsına, camiasına mensubiyetini iddia ederse buna inanmak doğru olmaz."
diyen Atasının izinden giden gençleri, Atatürk gençlerini arıyorum, duyanınız, göreniniz var mı?
(Bu konuya tekrar döneceğim)
Ülkesini, yüksek istikbâlini korümasini bilen Türk milleti, dilini de yabanci diller boyündürüğündan kürtarmalidir.
YanıtlaSilGazi M. Kemal
:) :S thanks very nice valla