Tunus gezimizin 1. gününü Sidi Bou Said ile tamamlıyoruz.
Sidi Bou Said, başkent Tunis ile birleşmiş küçük bir köy esasında. Dağa yaslanmış vaziyette şirin bir mekan. Selçuk ilçesi yakınlarındaki Şirince köyünü bilenler için çok tanıdık gelecek. Neredeyse benzer bir yerleşim şemasına sahip.
Yalnız, Sidi Bou Said'in ayrıcı özelliği tüm binaların beyaz badanalı olması ve pencere, demir kapı vs gibi aksesuar ve süslemelerin ise çivit mavisi ile boyalı olması
Sidi Bou Said, uzanıp giden uzun bir cadde ile bu caddeden ayrılan sokaklardan oluşmuş. Pek çok kafe, restoranın yanısıra hedeyelik eşya dükkanları ve hatta bir hamama dahi rastlayabiliyorsunuz. Tadamadık ama bizim lokmanın (halka şeklinde düşünün) simit büyüklüğünde ve şekerli suya batırılarak satılan bir çeşidini satan dükkanın önündeki kuyruk hiç eksilmiyor.
Yalnız yine ismini alamadığım, rehberimiz ve sürücümüz Kamel tarafından köyden çıkarken küçük bir dükkandan alarak bize ikram ettiği nefis bir tatlı var. Plastik bir kap içinde aşure ile sütlaç arası çok şekerli olmayan çok güzel bir tatlı idi. Kamel, bayram sebebiyle özel hazırlanan bir tatlı olduğunu söyledi.
Gün batımını yakalayamadığımız için yaklaşık yarım saat kadar köyün caddesinde yürüyoruz.
Akşam yemeği, otelimizde olduğundan buradaki sevimli restoranlarda oturarak keyifli bir akşam yemeği fırsatınıda kaçırdık diyebilirim.
Bazı sokaklar denize dik olarak yokuş aşağı iniyor. aralarda nefis deniz görüntüleri yakalayabiliyorsunuz.
Kapılar, daha önce de bahsettiğim gibi bu ülkenin kültürünün bir yansıması. O kadar değişik ve zengin bezemeli kapılarla karşılaşıyorsunuz ki etkilenmemek mümkün değil.
Tepeden nefiz bir Tunis şehir manzarası ile ile hem Sidi bou Said gezimizi ve hem de 1. gün gezimizi noktalıyoruz. Yaklaşık saat 19.00 sıralarında dönüş yoluna çıkarak 20.15 dolaylarında otelimize ulaşıyoruz. 2. günde bizi zorlu bir yolculuk bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder